Zaman, hepimizin aşina olduğu ancak tanımlaması ve anlaması zor bir kavramdır. Bilim, felsefe, din ve sanat dallarının çeşitli zaman tanımları olsa da zamanı ölçme sistemi oldukça tutarlıdır. Zaman; saniyelere, dakikalara ve saatlere dayanır. Bu birimler tarih boyunca değişmiş olsa da, kökenleri antik Sümerlere dayanır. Modern uluslararası zaman birimi, saniye, sezyum atomunun elektronik geçişi ile tanımlanır. Peki zaman aslında nedir?
Çeviren: Ece Çor
ZAMANIN BİLİMSEL AÇIKLAMASI:
Fizikçiler zamanı olayların geçmişten günümüze ve geleceğe ilerlemesi olarak tanımlar. Temelde bir sistem değişmez ise bu sistem sonsuzdur. Zaman, üç boyutlu uzayda olayları tanımlamak için kullanılan, gerçekliğin 4. boyutu olarak düşünülebilir. Zaman, görebileceğimiz, dokunabileceğimiz veya tadabileceğimiz bir şey değildir, ancak geçişini ölçebiliriz.
ZAMAN OKU:
Fizik denklemleri, zaman gelecek yönünde (pozitif zaman) veya geçmiş yönünde (negatif zaman) aktığında gerçekten iyi şekilde işler. Fakat gerçek hayatta zamanın, zaman oku denilen tek bir yönü vardır. Zamanın neden geri dönülemez olduğu bilimdeki cevaplanamamış büyük sorulardan biridir.
Bunun açıklaması tabii dünyanın termodinamik yasalarına göre işlemesidir. Termodinamiğin ikinci yasasına göre kapalı bir sistemde, sistemin evrenle birlikte düzensizlik ve tesirsizliğe doğru olan eğilimi daimi kalır veya artar. Eğer evren kapalı bir sistem olarak değerlendirilirse, bu sistemin evrenle birlikte düzensizlik ve tesirsizliğe doğru olan eğilimi asla azalmaz. Başka bir deyişle evren önceden olduğu noktadaki duruma geri dönemez. Zaman Sihirli Annem dizisinde olduğu gibi geriye akamaz.
ZAMAN GENLEŞMESİ:
Klasik mekanikte zaman her yerde aynıdır. Senkronize saatler bu konuda fikir birliğini sürdürür. Ancak Einstein’in özel ve genel görelilik kuramından biliyoruz ki zaman görecelidir ve gözlemcinin referans çerçevesine bağlıdır. Bu da olaylar arasındaki zamanı uzatan (genleştiren) ve yakın olanın ışık hızına ulaşmasını sağlayan zaman genleşmesiyle sonuçlanabilir. Hareket eden saatler, bu saatlerin ışık hızına yaklaştığının söylenmesi etkisi ile durağan saatlerden daha yavaş işler. Jetlerdeki veya yörüngedeki saatler zamanı dünyadaki saatlerden daha yavaş kaydeder, Müon parçaları düşerken daha yavaş çürür ve Michelson-Morley deneyi zaman büzülmesi ve zaman genleşmesini onaylamıştır.
ZAMAN YOLCULUĞU:
Zaman yolculuğu, uzayda farklı noktalara ileri veya geri hareket edebilmek gibi, ileri veya geri olacak şekilde zamanda farklı noktalara hareket etmektir. Zamanda ileri sıçrama doğada gerçekleşir. Uzay istasyonundaki astronotlar Dünyaya döndüklerinde zamanda ileri sıçrarlar ve daha yavaş olan hareketleri uzay istasyonuyla ilgilidir.
Ancak zamanda geriye seyahat etmek sorun yaratır. Sebepsellik veya etki-tepki bir sorundur. Zamanda geriye yolculuk geçiçi sorunlar yaratır. “Büyükbaba Paradoksu” bu konuda klasik bir örnektir. Paradoxa göre eğer zamanda geriye yolculuk yapar ve anneniz veya babanız doğmadan kendi büyükbabanızı öldürürseniz kendi doğumunuzu engellemiş olursunuz. Bir çok bilim insanı zamanda geriye yolculuğun imkansız olduğuna inanıyor ancak geçici paradoksa dallanma noktaları veya paralel evrenler arası yolculuk gibi çözümler var.
ZAMAN ALGISI:
İnsan beyni zamanı takip etmek üzere donanımlıdır.Beynin Suprakiazmatik çekirdeği günlük veya sirkadiyen* ritimlerden sorumlu bölgedir.Sinir taşıyıcıları ve uyuşturucular zaman algısını değiştirebilir. Azalan nöron ateşlemesi zaman algısını yavaşlatabildiğinden nöronları normal ateşlenme zamanından daha hızlı ateşlenebilsinler diye heyecanlandıran bu kimyasallar zamanı hızlandırır. Temelde zaman hızlanmış gibi göründüğünde beyin perde arkasında daha fazla olayı ayırt eder. Yani şöyle ki, eğer eğleniyorsanız zaman tam anlamıyla uçuyormuş gibi görünür. Acil durumlar veya tehlike anında zaman yavaşlamış gibi görünür. Houstondaki Baylor Sağlık Üniversitesindeki bilim insanları beynin aslında hızlanmadığını ama amigdalanın daha aktif hale geldiğini söylüyorlar. Amigdala beynin anılar oluşturan bölgesidir. Ne kadar anı oluşursa zaman o kadar uzamış görünür.
Aynı fenomen yaşlı insanların zamanı neden genç oldukları zamandan daha hızlı akıyormuş gibi gördüklerini açıklar. Psikologlar beynin yeni deneyimler hakkında aşina olunanlardan daha çok anı oluşturduğuna inanırlar. İlerleyen yıllarda daha az yeni anılar inşa edildiği için zaman daha hızlı akıyor gibi görünür.
ZAMANIN BAŞLANGICI VE SONU:
Evrenin ilgilendiği kadarıyla zamanın bir başlangıcı vardır. Bu başlangıç noktası ise Big Bang’in (Büyük Patlama) gerçekleştiği günümüzden 13.799 milyon yıl öncesi. Big Bang’den gelen mikrodalgalar gibi arkaplan radyasyonunu ölçebiliriz ancak Big Bang’den öncesine dair hiç radyasyon yoktur. Zamanın temelleri konusunda bir tartışma eğer zaman tersine doğru sonsuz şekilde genişlediyse gece gökyüzünün önceki yıldızlarla dolu olabileceğini savunuyor.
Zaman sona erecek mi? Bu soruya bilinen bir cevap yok. Eğer evren sonsuza kadar genişlerse zaman devam eder. Eğer yeni bir Big Bang gerçekleşirse bizim zaman çizgimiz sonlanır ve yeni bir zaman çizgisi başlar. Parça fiziği deneylerinde rastgele parçaların uzay boşluğunda meydana geldiğini söylüyor. Yani evrenin statik veya sonsuz olması olası görünmüyor. Elbette bunu sadece zaman söyleyebilir.
Özetle:
1- Zaman olayların geçmişten geleceğe doğru ilerlemesidir.
2- Zaman sadece tek bir yönde hareket eder. Zamanda ileri hareket etmek mümkündür ancak zamanda geriye hareket etmek mümkün değildir.
3- Bilim insanları anı oluşumunun insanların zaman algısının temeli olduğuna inanır.
*Sirkadyen ritmi özetle vücudunuzun saatidir. Vücudunuzun kimyasal ve hormonal üretim ve metabolizmasını yaklaşık 24 saatlik döngü boyunca düzenler. Sirkadyen ritimler vücut tarafından üretilir ama dış uyaranlar onları etkileyebilir.
Kaynakça: https://www.thoughtco.com/what-is-time-4156799