Fransız müzisyen, Fransa’nın en büyük müzik dehalarından biri olan Yann Tiersen, birçok farklı enstrümanı kullanarak kendine deneysel ve minimalist bir tarz oluşturmuştur.
Mutluluğun tanımını yukarıdaki parça üzerinden yapabilirim. Güneşli, ferah günlerde kulağınıza La Veillée’nin dolmasına izin verin.
Yann Tiersen’ın notaları, canlandıkları an kendi aralarında mektuplaşıp, kendilerine hayat veren bu adama aşık oluyorlar. Peki kimdir bu adam? Yann Tiersen kimdir? İşte hepimizin bir kez bile olsa döktüğü gözyaşlarına sebep olan müzisyen.
23 Haziran 1970 Fransa’da doğmuştur. Yaptığı müziklerde piyano, gitar, akordeon ve kemanı sıklıkla tercih etmektedir. Yaptığı müzik bir yandan yenilikçi diğer yandan da geleneksel bir hava taşımaktadır. Folk müzik etkisi parçalarında ağır basmaktadır. Zaman zaman pop ve rock müziğin dokunuşlarıyla zenginleşen bir stil ortaya koymuştur.
Yann Tiersen’ın adını dünya çapında duyurması aslında birçoğumuzun bildiği Amelie adlı filmin müziklerini yapması sonucu olmuştur. Bu parçaların yapımında piyano ve gitar dışında aynı zamanda banjo, akordeon ve klavsen kullanmış ve oluşturduğu melodiler ile birçok insanı da ağlatmayı başarmıştır.
Yann Tiersen’in müziğe sıra dışı yaklaşımı belki de dinleyenleri en çok etkileyen durum olmuştur. Yaptığı müziğini mükemmel bir şekilde harmanlaması ve aynı zamanda parçalarında sadece enstrüman değil de daktilo vuruşu sesi, saatin tik tak sesi gibi farklı sesleri de kullanması onu bir o kadar ilgi çekici yapmıştır.
Dünyada olup bitenleri umursuyordu. Palestine isimli parçası, sadece kelimedeki harflerden oluşuyordu. Tek kelime ile bize bir şeyler anlatabilmeyi başardı.
La Valse d’Amelie adlı melankolik parçayı, hareketli bir Glam Rock parçasına çevirdi. Konserlerde kimse onun Amelié olduğunu anlamamış.
11 Temmuz 2010’da söz verdiği gibi Türkiye’ye ilk konserini vermeye gelmiştir.
