Wes Anderson tarzı denilen bu stil nedir? Nostaljik hediyelik eşyaların, simetrik kadrajların ve pastel renklerin karışımı mı? Açıkçası, evet ama bundan daha fazlası, gözden kaçan çok daha fazlası var. Wes Anderson’ın hayatına, film stiline ve estetiğine değindikten sonra filmografisine göz atacağız. Öyleyse Wes Anderson kimdir? Hazırsanız başlayalım.
Wes Anderson Film Stili ve Estetiği
“Wes Anderson kimdir?” diye bir soruyla başlayalım. Wes Anderson, 1 Mayıs 1969’da Teksas, Houston’da üç erkek çocuğun ortancası olarak dünyaya geldi. Ebeveynleri, Wes sekiz yaşındayken ayrıldı. St. James Hazırlık Lisesi’nde lise öğrenimini tamamladıktan sonra Teksas Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun oldu.
1994’te Sundance’de gösterime giren Owen Wilson ile yazdıkları Bottle Rocket adlı kısa filmini yaptı. Yapımcı Polly Platt dışında kimseden pek bir takdir görmedi. Daha sonra Platt, filmi Jim Brooks’a gösterdi ve Wes Anderson’ın kariyeri başladı.
Wes Anderson stili şöyle özetlenebilir: Yönlendirmeli-yönetmen.
Wes Anderson, günümüzde popüler sinemanın en yön veren yönetmenlerinden biridir ancak filmleri aynı zamanda nevi şahsına münhasır ve amansızcasına detaylıdır. Filmlerinin ahengi, nüanslı üretim tasarım öğeleri ve görsel şakalardan oluşuyor. Bunlar o kadar kasıtlı bir şekilde uygulanıyor ki, izleyici ruh hallerini şekillendiren bu küçük sürpriz yumurtaları her zaman ‘yakalıyor’.
Hedef Kitlesi:
- Bilinmesi istenileni bilir
- Görülmesi istenileni görür
- Hissetmesi istenileni hisseder
Anderson’ın estetiği çok daha ölçülü biçilidir. Yapması kolay gözükür ama aslında güçlüktür. İzleyici, bilginin hazır olarak önüne sunulduğu sofistike bir filmin keyfini çıkarır. Hikâyeleri inkar edilemez derecede eğlencelidir ve muazzam ton geçişleri yapabilen yönetmenlerden biridir. Diğer yönetmenler, senden bilgiyi gizli tutacaktır seni merakta bırakıp stratejik olarak ayrıntıları sadece kendi yararı çıkarında sunacaktır. “Wes Anderson estetiği” buna sahne planlama, yazma ve performanslar da dahil olmak üzere oldukça büyüleyicidir. Karakterleri genellikle zariftir, birbirlerine saygı duyarlar ve geçmiş anıları yaşatırlar.
Bu sahnede Zero, Genç Yazar ile akşam yemeği yemektedir. Bu sahnede gelenek sevgisi ve kişinin zanaatıyla gurur duyması var ancak başka bir şey daha oldukça dikkat çekicidir.
Bu perde, Wes Anderson alametifarikası olan simetri ve profil çekimlerinin tam örneğini sunmakta; oyuncular ve sahne dekorları film karesine girip çıkıyor. Her eylem; kapıcı ve otel personelinin genel felsefesi gibi, başka bir eylemle işaretleniyor ve olay akışı hiç duraksamadan devam ediyor. İşte Wes Anderson tarzını taklit eden harika bir video örneği. Her şeyde Anderson tarzını yakalayan Family Guy ekibinin güzel göndermesine bakalım:
Wes Anderson tarzı, Wes Anderson’ın bizzat kendisidir. Hayal gücüne odaklanan çalışkan, düşünceli bir kişilik. Görselleri, yönetmenin psikolojisinin bir uzantısıdır. Anderson o kıyafetlerdir, o Adidas Zissou ayakkabılarıdır, o pikaplardır… o hatıraların kendisidir.
Kendisini karakterler üzerinden görünür bir şekilde sergilemektense özgün karakterini dışavurmanın daha sofistike bir yolunu bulmuştur. Bu, diğer birçok yönetmenin auteurist* ruhuyla yetersiz kaldığı yerdir. Zeki film hayranları, Tarantino, Spielberg veya Nolan’ın filmlerinin, görsellik açısından kendilerinin temsilleri olduğu hissine kapılmazlar… Ama siz bu hissiyata Wes Anderson’ınkilere baktığınızda kapılırsınız.
*Auteurist: İyi veya kötü film yerine iyi veya kötü yönetmen olduğunu savunan bir sinemacılık görüşünü benimseyenler.
Kamera hareketlerini, sahne geçişlerini, oyuncuları yönetmesini takdir etmek için Anderson’ın filmlerini sevmek zorunda değilsiniz. Ayırdığı her bölümü sonuna kadar kullanan sağlam, düşünceli filmler yapıyor. Daha yeni filmlerinin her biri, görsel olarak muhteşem bir güç gösterisi olarak tanımlanabilir. Bunun nedeni, detaylara amansızca dikkat vermesidir. Dikkatinizi ne istediğine, ne zaman isterse çekiyor ve sinemayı kullanarak ustalıkla her görüntüyü değerli kılıyor. Kitaplardan veya diğer filmlerden ilham alabilir, ancak kendi hikayelerini kendisi oluşturuyor. Filmleri, sonunda görüntüyü yönetecek olan sanatçı tarafından inşa edilen nispeten basit bir anlatı içinde çok fazla bilgi, duygu ve gözlem barındırıyor. Kostümleri ve set dizaynı gibi diğer unsurlar da sıfırdan yapılmış gibi görünüyor. Diğer film yapımcıları uyumlu bir dünya yaratmak için gerçek yaşam mekânlarını veya tasarımları kullanırken, Anderson kendi filmini doğrudan inşa ediyor gibi görünüyor. Kurmaca bir set kullanıyor olsa bile, siz bütün mekânın film için ve bunun bir tesadüf olmadığı hissine kapılıyorsunuz.
Wes Anderson’ın etkilendiği kişiler arasında Roman Polanski, Steven Spielberg, Alfred Hitchcock, Martin Scorsese, Waris Hussein, Ernst Lubitsch, Peter Bogdanovich’in yanı sıra François Truffaut ve Jean-Luc Godard gibi Fransız Yeni Dalga yönetmenleri yer almaktadır. Wes Anderson film tarzı kendi kişisel tarzıdır ve kendisi sinemaya benzersiz bir yaklaşım geliştirmek için büyük çaba sarf etmiştir. Wes Anderson ve Quentin Tarantino bile Godard’ı sevseler de onu benzersiz yapan her şeyi yok edemeyeceklerini biliyorlardı. Tarzının neden işe yaradığını araştırdılar ve ardından bunu film hakkında yaptıkları diğer tüm faydalı gözlemlerle harmanladılar.
Wes Anderson, Bill Murray’in Rushmore‘daki rolünü kabul edeceğini hissetti. Yönetmen sanatsal vizyonuna güveni o kadar yerindeydi ki, dünyanın en büyük film yıldızlarından biri senaryoyu okuyup bir de telefon görüşmesi yaptıktan sonra yan rol olarak oynamayı kabul etti. Bunun nedeni, Anderson’ın kendi tarzını, kendi vizyonunu geliştirmesi ve bunu Murray’in dediği gibi, uzun aktörlük kariyerinde daha önce hiç görmediği şekilde senaryoya aktarmış olmasıydı. Pastel renk paleti veya Adrien Brody ile ünlü stilize filmlerinden herhangi birini henüz yapmamıştı, ancak Murray Austinli genç bağımsız yönetmene “evet” dedi.
Hikâye Örgüsü ve Karakterler
Wes Anderson, hikayeleri 12 yaşındaki bir çocuğun bakış açısından anlatıyor. Daha spesifik olarak, hikâyeleri 12 yaşındaki kendi çocukluğunun bakış açısından anlatıyor. Her filmde kurduğu dünya, çocukluğundan bir enstantaneyi andırır. Anderson’ın renk paletleri, kostümleri, set tasarımı ve teknolojisi, 1980’lerin başlarında bir yerde zamanda donmuş bir dünya yaratıyor gibi görünüyor.
Eylem kesindir. Her sahneyi nasıl çekeceğini tam olarak biliyor. Anderson açıklayıcı bilgileri ikiye katlayacak, bir karakter bir mektup alırsa, Anderson size mektubu gösterecektir. Anderson, diğer birçok yönetmenin mücadele ettiği temel bilgilerin hantal sunumunu tamamen atlamanın bir yolunu buldu. Bu, Wes Anderson stilinin bir markasıdır.
Wes Andaerson Bir Filmi Nasıl Yönetiyor?
Wes Anderson filmlerinin çok ilginç bir ritmi var. Sahnelerinin çoğu, sanki sahnelerde hareket eden karakterler küçük çelik bilyelermiş gibi, seri ateşlenmiş hareketli kamera çekimleri içeriyor. Her eylem, farklı bir eylemin doruk noktasına ulaşmasıyla etkinleştirilir:
https://youtu.be/jjVOQkN0iXY
Sahne geçişleri çok ilginçtir ve bu, her iyi yönetmenin markalaşmış özelliklerindendir. Kendinizi görüntülerde hızla ilerlerken bulursunuz, ancak bir sonraki sahneye geçtiğinizde karşınızda tamamen dingin bir sahne akmaya başlar. Bunun gibi keskin geçişler kullanmak komedi yaratır ama aynı zamanda biraz duygusal durağanlık oluşturur. Anderson ayrıca bazen bir sahneyi ikiye bölen kesitler de yapıyor. Bu, neredeyse bir geçmişe dönüş veya TV şovu gibi bir ara şaka.
Bu, izleyicisine belli bir düzeyde görsel gelişmişliğe sahip olması için derin bir güven duyduğunu gösterir. Bu bağlantıları kurmak için izleyicilerinin zekâsına güveniyor. Biz de onun zekâsına güveniyoruz ve filmlerini zevkle izliyoruz.
En İyi Wes Anderson Filmleri
The Royal Tenenbaums, 2001 IMDb puanı:7.6/10
Isle of Dogs, 2018 IMDb puanı: 7.9/10
The Grand Budapest Hotel, 2014 IMDb puanı: 8.1/10
Moonrise Kingdom, 2012 IMDb puanı: 7.8/10
Fantastic Mr. Fox, 2009 IMDb puanı: 7.8/10
Bottle Rocket, 1996 IMDb puanı: 7/10
The French Dispatch, 2021 IMDb puanı: 7.4/10