Vincent Van Gogh’un aşk hayatı gerçekten üzücü. Bugün sanatçının başarısız romantizm ve reddedilişlerle dolu aşklarına göz atacağız. Bu hikâyelerden hiçbirinin mutlu sonla bitmediğini bildiğim için gerçekten üzgünüm!
Van Gogh’un kadın tercihi pek göreneklere uymuyordu. Her şeyden önce, Protestan papaz-baba tarafından yetiştirilmiş ve hayatı boyunca kadınlara olan saygısıyla, kadınların ulaşılamaz yaratıklar ve cinsel ilişki için uygunsuz oldukları düşüncelerin dayatılması arasında kalmıştır. Genellikle âşık olduğu kadınlar ondan yaşça büyüklerdi.
Genç Vincent üç kadına evlilik teklifi etmiştir: 1872’de Caroline Haanebeek’e, 1873’te Eugénie Loyer’a ve 1881’de Kee Vos-Stricker’a. Van Gogh 1853’te doğmuştu –yani ilk teklifini ettiğinde daha 19 yaşındaydı. Üç kadın tarafından da reddedilmişti.
Caroline
Caroline ve kız kardeşi Annet, Vincent’ın anne tarafından uzaktan akrabaydılar. Caroline’e olan aşkı karşılıksızdı ve Caroline başka bir adamla evlendi. O sırada Annet ve Theo sevgili oldular, ama Annet hastalığa yakalanıp hayatını kaybetmişti.
Eugénie
Eugénie Loyer, Vincent’ın Londra’da kaldığı evin ev sahibesinin 19 yaşındaki kızıydı. Vincent, 1873’te Goupil sanat bayilerinde stajyer olarak alındığında, ona bir odayı kiraya verdiler. Eugénie ve Vincent “erkek ve kız kardeş” geçiniyorlardı ve daha fazlası olmadı: Eugénie, Vincent’tan önce odanın kiracısı olan Samuel Plowman ile gizlice nişanlandı. Vincent melankolik ve içine kapanık bir hale gelmişti. Ondan sonra tuhaf davranmaya başlamıştı.
Kee
Üçüncü kadın, Kee Stricker da aynı zamanda Van Gogh’un kuzeniydi. Kee’nin kocasının ölümünden hemen sonra karşılaşmışlardır. Kee evlilik tekliflerine “Hayır, asla, hiçbir zaman” diye yanıt vermiştir. İki ailenin de bu ilişkiye karşı olmalarına rağmen Vincent kolayca vazgeçmemiştir ve sanatçı Amsterdam’a gidip Stricker ailesinin kapısına dayanmıştır. Vincent, Kee’yi unutmaya ikna etmeye çalışan babası Johannes Paulus Stricker ile konuşmuştu. Van Gogh kalbi kırılmış bir şekilde şehri terk etmişti.
Sien
Vincent’ın bir keresinde Theo’ya yazdığı gibi “din adamlarının kâinattan öylesine ve küstahça hor gördüğü ve kınandığı kadınlara” çok fazla ilgi gösterdiği bir sır değildir. Vincent’ın ailesi ilişkiye onay vermemişti –sadece Sien hayat kadını olduğu için değil, aynı zamanda Katolik olduğu için. Vincent bir yıldan fazla bir süredir Sien ile yaşayacaktı ki bu sefer hem Vincent hem de Sien tarafından fiziksel ve duygusal dengesizlikler başlamıştı. Vincent çalışmalarına daha fazla gömülmeye başlayınca, Sien, daha iyi bir yaşam elde edebilmek için annesinin baskıları yüzünden eskiden yaptığı işe geri dönmek zorunda kaldı. Ailesi tarafından itilen Vincent, Sien’i çocuklarıyla birlikte ardında bırakarak şehri terk etti.
Margot
1884’te Vincent, Nuenen’deki ailesine geri döndü. Margot Begemann, Vincent’ın komşularının en büyük kızlarıydı. Margot sanatçının asılmalarına karşılık vermişti ama Margot’un kardeşleri bu evlilik fikirlerine karşı çıkmıştı. Bir başka sorun da Margot’un sıklıkla sinirlilik ve ruh hali değişimlerinden muzdarip olmasıydı. 1884 Eylül’ünde bir yürüyüşte, Margot duyduğu dedikoduyla o kadar üzüldü ki atak geçirdi. Vincent, zehir yutmak suretiyle intihar etmeye teşebbüs ettiğini duydu. Onu kusmaya ve bir doktora danışmaya zorladı. Ardından ilişkilerinin sonu geldi.
Yıllar sonra, Fransa’da yaşarken Vincent, ailesine Margot’un neler yaptığını sordu. Ayrıca 1889’da, parçalarından birini ona vermek istediğini yazdı. Margot, Vincent’in erken dönem çalışmalarından ikisine sahip olmasıyla bilinmektedir.
Gordina
Vincent, çiftçi kızı Gordina de Groot ile “Patates Yiyenler” resmi sayesinde temas kurmuştur.
Gordina hamile kaldığında, herkes babanın Vincent olduğundan emindi. Ama ressam inkar edip hamilelikten onun sorumlu olmadığını kanıtladı. Durum ne olursa olsun, papaz tüm sabrını yitirip köylülere eğer Vincent’a modellik yapmayı reddederlerse ödeme yapacağını söyledi.
Agostina
İkili Aralık 1886’dan 1887’ye kadar ilişki yaşamıştır. Agostina aynı zamanda Édouard Joseph Dantan, Jean-Baptiste Corot, Jean-Léon Gérôme, Eugène Delacroix ve Édouard Manet gibi ressamlara modellik yapmasıyla ünlüdür.
Paul Gaugin’e göre Vincent, Agostina’ya “feci bir şekilde aşık olmuştu”, ama hanımın da büyük bir sorun kaynağı olduğu ortaya çıktı. Emile Bernard daha sonra Agostina’nın Vincent’a, çoğunlukla çiçek natürmortları olmak üzere resimler karşılığında yemekler ısmarladığını iddia etti. Ayrıca Agostina, Vincent’ın ilk sergisini Café Tambourine’de verdi.
Son
Agostina, Vincent’ın âşık olduğu son kadın gibi görünüyor. Pek çok başarısız ilişkiden sonra, 1888’de Arles’de kalırken, Vincent hayat kadınlarına ve onun tek ‘karşılıklı sevgilisi’ olan sanatına yönelmiştir. Sanatçının ölümü 29 Temmuz 1890 sabahın erken saatlerinde, kuzey Fransa’daki Auvers-sur-Oise köyünde bulunan Auberge Ravoux’daki odasında gerçekleşmişti. Van Gogh mideden, ya kendisi ya da başkası tarafından vurulduktan iki gün sonra hayata gözlerini yumdu. Gizemli ölümüyle ilgili daha fazla bilgiyi buradan okuyabilirsiniz.
Kaynakça:http://www.dailyartmagazine.com/van-gogh-lovers/