İstanbul bir şehirden çok daha fazlasıdır içinde yaşayanlar için. Nice medeniyetlere ev sahipliği yapan, her sokağı yaşanmışlık kokan, seveninin çok sevdiği, sevmeyeninin nefret ettiği şehirdir İstanbul. Kimine yuva, kimine kavgadır. Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan bu güzide şehir şairlerin de biricik ilham kaynağıdır.
Aşklarına, aşlarına, işlerine, kavgalarına, benliklerine ve hislerine ev sahipliği yapandır çünkü İstanbul sokakları. Kimi aşkını yazdı, kimi nefretini döktü, kimi sitem etti ama hep İstanbul üzerine yazdı usta şairler. Biz de bu şairlerin İstanbul’a hislerini anlatan 10 şiirini derledik sizler için.
1. Yahya Kemal Beyatlı – Başka Bir Tepeden
Şiirleri divan şiiri ile modern şiir arasında adeta bir köprü olmuş, Cumhuriyet dönemi şiirinin en büyük temsilcilerindendir Yahya Kemal Beyatlı. ‘Başka bir tepeden bakar’ İstanbul’a
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmediğim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
2. Orhan Veli Kanık – İstanbul’u dinliyorum
Şiiri sokağa taşıyan şair, ‘bir garip Orhan Veli’dir’ kendi deyimiyle. Sıradan, basit görünen günlük işleri öyle güzel anlatır ki sıradan hissettirmez. Garip akımının kurucusu Orhan Veli, İstanbul’u dinler gözleri kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
3. Necip Fazıl Kısakürek – Canım İstanbul
Maraşlı bir ailenin tek çocuğu olarak 1904 yılında dünyaya gelmiştir Necip Fazıl Kısakürek. ‘Üstad’ olarak anılan mistik şair Necip Fazıl da İstanbul’a hislerini anlatan şairlerdendir.
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
4. İlhan Berk – İstanbul’dan
İkinci yeni şiirinin en önemli temsilcilerindendir İlhan Berk. Kentli şair kimliği ile ön plana çıkan Berk, kendine özgü bir şiir anlayışı geliştirir. ‘İstanbul’dan’ bir ses getirir.
İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor
Yeni Camii Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor
5. Ümit Yaşar Oğuzcan – Üstüme Varma İstanbul
Çok sevdiği oğlunun ölümünden sonra şiirlerinin temasını ölüm ve acıya çeviren şair: Ümit Yaşar Oğuzcan. Hislerini anlatırken der ki, ‘ Üstüme Varma İstanbul’.
Sana geldim, içim ümitlerle dolu
Beni sarhoş etme İstanbul, ne olur
Bir gün ben de eririm caddelerinde
Çürür kemiklerim adım unutulur
6. Ziya Osman Saba – İstanbul
30 Mart 1910′ da İstanbul’ da doğan Ziya Osman Saba şiirlerinde, ev, aile sevgisi, küçük mutlulukların sevinci ve ölüm gibi bir çok temaya yer vermiştir. Doğduğu kente de bir şiir armağan etmeyi unutmadı elbette.
Seni görüyorum yine İstanbul
Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan
Minare minare, ev ev,
Yol, meydan.
Geliyor Boğaziçi’nden doğru
Bir iskeleden kalkan vapurun sesi,
Mavi sular üstünde yine
Bembeyaz Kızkulesi.
7. Attila İlhan – İstanbul Ağrısı
Mavi ya da Maviciler adıyla tanınan toplumcu gerçekçi şiir akımını başlattı, ‘Kaptan’ lakabı ile tanınan Attila İlhan. Garip Akımı ve İkinci Yeni şiirine karşı çıktı. ‘İstanbul Ağrısı’ vardı onun da bu şehirde yaşayan ve yaşamış bir çok insan gibi.
kanatları parça parça bu ağustos geceleri
yıldızlar kaynarken
şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen
sen
eğer yine istanbul’san
yine kan köpüklü cehennem sarmaşıkları büyüteceğim
pançak pançak şiirler tüküreceğim
demek yine ben
limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor
8. Oktay Rifat Horozcu – İstanbul Şiirinden
10 Haziran 1914’te Trabzon’da doğan Oktay Rifat Horozcu, Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday ile Varlık dergisinde başlattıkları atılım “Garip” adı verilen şiir akımının doğmasına neden oldu. 18 Nisan 1988’de üzerine şiirler yazdığı şehirde yani İstanbul’da yaşamını yitirdi.
İstanbul’un üstüne güneş doğdu,
Çıktı silkinerek gecenin içinden,
Kız gibi minareleriyle Süleymaniye,
Sultanahmet, Sultan selim, Fatih camileri.
9. Sunay Akın – At Kokusu
Yeni Garipçi şiir anlayışını benimseyen Sunay Akın 1990 yılında da ‘Olmaz’ adlı şiir dergisini çıkardı. ‘At Kokusu’ şiirinde de kendi kaleminden ve gözünden İstanbul’u anlatır bize.
Son evi gösterin bana İstanbul`da
vapur sesinin duyulduğu
ki kapısını çalıp
söyleyeyim içindekilere
daha çok kedi yavrusu ezilsin diye
eski iskeleleri
sahil yoluyla ayırdıklarını
denizden
10. Âşık Veysel Şatıroğlu – Sevgisi İçimde
25 Ekim 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde dünyaya gelen Aşık Veysel 21 Mart 1973’te yine Sivrialan’da yaşamını yitirdi. Çocukken çiçek hastalığı yüzünden bir gözünü, daha sonra bir kaza sonucu diğer gözünü kaybetti fakat saz çalmayı öğrendi. Âşık Veysel çağdaş Türk Halk şiirinde toplumsal gerçekçiliğin öncülerinden sayılan bir isimdir. İstanbul’a olan sevgisini içinde taşıdığı dizelerine hayran bıraktırır.
Sevgisi içimde yaşayıp duran
Nazlı güzellerin şirin İstanbul
Hayali kafamda hükümler süren
Görmez gözlerime görün İstanbul
Ortasında deniz kenarlar kara
Bu dünyada cennet olmuş kullara
Mehtapta sandallar ne hoş manzara
Sahildir yayladır yerin İstanbul
İstanbul’u Gezenler Var şiirini antoloji com sitesinde okuyunuz.
Ben De Bir İstanbul Şiiri Yazdım isimli şiirimi antoloji.com sitesinde okuyunuz. NURİ HAKAN TATAROĞLU
Dünyada Barış olsun.
Barış Ekmek kadar Su kadar Hava kadar gereklidir ve kutsaldır.
Dünya hepimize yeter.
Barış dolu günler dilerim.
Melik KÖROĞLU (salihi)