Hırsızlık ve sanat soygunlarıyla ilgili filmler izleyicilerin epey ilgisini çekiyor. Bazen gerçek hayatta da filmleri aratmayan soygunlar olabiliyor. Sanat dünyasına ve tarihine olan tepki trajik. Çalınan sanat eserleri genelde büyük ustaların meşhur parçaları oluyor. Hırsızlıktan sonra eserleri değiştirmek çok zor oluyor çünkü herkes aradaki farkı görüp anlayabilir. Bir zamanlar güçlü olan karaborsa bile artık bu tarz hırsızlıklarla ilgilenmiyor. Bazen resimler fidye için kullanılıyor ama nadiren başarılı oluyorlar. Bu da yüksek maddi değeri olan eserlerin kaybolmasına yol açıyor. Bu kayıp sanat dünyası için çok daha fazla. Hazırsanız tarihin en büyük sanat soygunu listesine göz atalım.
Tarihteki En Eski Sanat Soygunu
Gerçek Leh korsanlar Hans Memling’in üç parçalı tablosunu, Kıyamet Günü tablosunu çaldı. Tablo İsa Mesih’in ikinci gelişini anlatıyordu ve 1473’te yapılmıştı. Medici bankasının Bruges şube müdürü Angelo Tani 1465’te Floransa’da bir kilise için bu tabloyu sipariş vermişti. Korsanlar saldırdığında tablo sanat şehrine doğru yoldaydı. Leh korsanlar ticaret gemisine saldırdı ve üç paneli de çaldı. Gdańsk’teki bir katedrale götürdüler. Tablo hâlâ Polonya’da, Gdańsk Uusal Müzesi’nde duruyor.
Tarihte En Çok Çalınan Sanat Eseri
Jan van Eyck’in Ghent Sunağı yapılan en önemli on resimden biri olarak düşünülür. Belki de tarihte en çok çalınan tablo olmasının nedeni budur. 600 yıllık varoluşunda bütünüyle ya da kısmen altı olayda, on üçten fazla suçta yer almıştır.
6 Mart 1432’de halka sunulur sunulmaz tablo Ghent kentindeki Saint Bavo Katedrali’ne seyahat eden sanatçılar ve gezginler için bir hac yeri hâline geldi.
Büyük İkon Düşmanlığı
Kalvinist devrimciler, On Emir’i öne sürerek Tanrı’nın suretlerinin yapılmasını yasakladı ve dini resimlerin kaldırılmasına zorladılar. Büyük İkon Düşmanlığı olarak bilinen bölümde Kalvinist grupları Hollanda’daki Katolik kiliselere girdiler. Resimli camları, heykelleri parçaladılar, tabloları yok ettiler. Bu olaylar esnasında bir grup şövalye önsezileriyle Ghent altar panosunu on ikiye ayırdı ve bir çan kulesinde güvende tuttular. Oyulmuş ve epey süslü orijinal çerçeve Kalvinist isyanlarından beri kayıp.
Napolyon’un Sanat Müzesi
Fransız Cumhuriyetçi gruplar Ghent’i ele geçirdiler. Dört panelin yerini değişti ve Paris’te Louvre’a gönderildi. Haliyle, bu tablonun çalkantılı hikâyesi 1794’e kadar devam etti. Louvre, Napolyon’un sanat müzesiydi. 1815’te Waterloo’daki yenilgisinden sonra tahta 18. Louise geçti. Kendisine koruma sağlayan Ghent’e bir teşekkür olarak çalınan parçaları geri gönderdi.
1816’da asi bir piskopos vekili yan panelleri bir galericiye sattı. Sonrasında olanlar pek de net değil ama öyle ya da böyle Berlin’de bir müzede yolculukları sonlandı. 1919’da Versailles Antlaşması sonucunda bütün parçalar Ghent’e geri gönderildi.
Dünya Savaşları Sırasınca Sanat Soygunu
Hitler doğaüstü şeylerin gerçek olduğuna kesinlikle inanıyordu. Ghent panosunun kayıp Hristiyan yadigârlarını gösteren şifreli bir harita olduğuna ve bu yadigarlara sahip olanların doğaüstü güçleri olacağına inanıyordu. Panoyu bulmaları için birlikler oluşturdu. Bazı kaynaklar üçlü panelin Vatikan’a doğru yolda olduğuna işaret ediyordu, bazıları çalındığı için Pirenler’de ki Pau Şatosu’nda saklandığını gösteriyordu. Naziler Ghent Panosunu Avusturya’da Altaussee’deki bir tuz madenine sakladılar. Anıtları kurtarma ekibi tarafından yıkılmadan kurtarıldılar. Bu ekip, savaş alanlarındaki kültürel varlıkları korumak için 1943’te oluşturulmuştu.
St. Bavo Katedrali’ne Dönüş
Tam Covid-19 Avrupa’ya yayılmaya başladığı sıralar, 2020 Şubat ayında Van Eyck’in Görsel Devrimi Belçika, Ghent’te Güzel Sanatlar Müzesi’ndeydi. Gelmiş geçmiş en geniş Van Eyck sergisiydi bu. Serginin ortasında Mistik Kuzuya Hayranlık’ın daha yeni restore edilmiş sekiz panosu ve Âdem ve Havva’nın iç panelleri yer alıyordu.
Birçok maceradan sonra Ghent Panosu artık St. Bavo Katedralinde bir cam kutunun içinde güvende. Üstelik bir daha katedralden gitmeyecek de!
Tarihte Eseri En Çok Çalınan Sanatçı
Belki eseri en çok çalınan sanatçının kim olduğunu merak ediyorsunuzdur. Pablo Picasso listenin ilk sırasında yer alıyor. Sonrasında Nick Lawrence ve Marc Chagall geliyor. En son veri 2012’den ve o zamanlar Picasso’nun çalınmış 1147 eseri vardı.
Bazıları kurtarıldı, bazıları kurtarılamadı. Bazıları yok edildi ama büyük oranda bir yerlerde, saklanıyorlar.
Bu 1147 eserin arasından en pahalısı Güvercin ve Bezelye resmiydi. 1991’de boyandı, Paris Modern Sanat Müzesi’nden çalındı. Tahmini 23 milyon Euro değerinde.
Sanata Karşı Suçlar
Nazilerin 650.000 sanat eserini yağmalaması sanat tarihinin bilinen en büyük vurgunuydu. Çoğu eser geri kazandırılamadı. Üçüncü Alman Hükumeti dönemi Avrupa’nın organize bir şekilde yağmalanmasına bağlı sanat ya da başka nesnelerin hırsızlığına Nazi soygunu (Raubkunst) deniyor. Bu operasyon Hitler’in 1933’te şansölye olmasından İkinci Dünya Savaşı’nın 1945’te sonlanmasına kadar gerçekleşti.
Adolf Hitler gençliğinde profesyonel bir sanatçı olmak istemişti. Ama Viyana’daki Güzel Sanatlar Akademisi’nin sınavından iki defa kalınca bu hayali suya düştü. Klasik portrelerden ve manzaralardan hoşlanırdı, özellikle de Alman asıllı olanları. Haliyle, modern sanata saldırması anlaşılabilir bir durum. Buna Kübizm, Fütürizm ve Dadaizm de dâhil.
Hitler’in kendi kelimeleriyle, “Soysuzlaşmış sanat, Alman duygularını aşağılayan sanattır. Doğal formu mahveder ya da karıştırır. Ya da basitçe yeterli sanatsal yeteneklerin yokluğuna yol açar.” 19 Temmuz 1937’de Munih’te bir sergi yapıldı. Böylece insanlar çürümüş dünyayı görebilecek ve anlayabilecekti.
Dejenere Sanat Sergisi (Die Ausstellung Entartete Kunst) el konulmuş 650 resmi, heykeli ve baskıyı barındırıyordu. 112 sanatçının emeği vardı. Başlıca Alman sanatçılardı: Georg Grosz, Ernst Ludwig Kirchner, Paul Klee, Wilhelm Lehmbruck, Franz Marc, Emil Nolde, Otto Dix, ve daha fazlası. Serginin ilk altı haftasında sergiye bir milyon kişi katıldı. Sergi 30 Kasım 1937’ye kadar sürdü. Toplamda günlük yirmi bin ziyaretçiyle, iki milyon dokuz bin sekiz yüz doksan dokuz ziyaretçi katılmıştı.
20 Mart 1939’da Naziler 1004 resmi ve heykeli, 3825 suluboya, karakalem ve baskı Berlin İtfaiyesinde ateşe verildi.
Avrupa’daki sanatın ortalama %20’si Naziler tarafından yağmalandı. Hâlâ yüz binden fazla parça asıl sahiplerine geri teslim edilmedi.
Müttefik ülkeler anıtları kurtarma ekibi (Monuments Men), Güzel Sanatlar ve Arşivi (MFAA) gibi özel organizasyonlar oluşturdular. Böylece, meşhur Avrupai anıtları koruyabileceklerdi. Savaştan sonra Nazilerin işgal ettiği bölgelere gidip el konulan eserleri buldular. 1944 ve 1945’te (İkinci Dünya Savaşı sonrası) anıt kurtarma ekibi Almanya’da ve Avusturya’da 1050 parçadan fazla eser buldular.
Günümüzde, Nazilerin yağmaladığı eserlerin sahiplerine geri verilmesine dair yasalar var. Bu sahiplerin çoğu da Yahudiler. Nazi yağması olma hikâyesi bu eserlere daha çok değer katabilir. Yağmalanmış bir eser olarak yalnızca Sotheby bile 800 milyon dolardan fazla bir miktara satıldı.