J.R.R Tolkien, yazdıklarıyla dünya çapında pek çok insanı etkiledi. Öte yandan belki daha az bilinen kitapları, Tolkien’in genç yaşta başladığı çizimleriydi. Bu çizimler Yüzüklerin Efendisi serisinin okunma sürecini geliştirmekle birlikte Orta Dünya’yı yaratan o muhteşem aklı derinden görmeyi sağlıyor. İşte Tolkien’ın sanatı!
Kendinizi bir sanatçının veya yazarın yaşam çalışmalarına kaptıracak biriyseniz, o zaman bu tam size göre. J.R.R. Tolkien’in sanatsal süreci, yazma süreciyle çok iç içe geçmişti. İkisinin birleşimi insan zihnine eşsiz bir ışık sunar.
Erken Tolkien Dönemi
İngiliz yazar ve profesör, John Ronald Reuel Tolkien Güney Afrika’da Bloemfontein’de dünyaya geldi. Babasının vefatından sonra 1896 senesinde ailesi İngiltere’ye geri döndü. 1904’ün sonlarına doğru annesi de vefat edince Tolkien ve erkek kardeşleri evlatlık edinildi. Ergenliklerinin geri kalanını rahipler tarafından bakılarak pek çok aile üyelerinin yanında ve yatılı evlerde geçirdiler.
Bunca yıl boyunca Tolkien yazmayı, resim yapmayı ve çizmeyi asla bırakmadı. Bilgi için akademik araştırmalarına, mükemmelleşmek için dil ve klasik edebiyat öğrenmeye devam etti. Aynı zamanda yatılı evlerden birinde gelecekte evleneceği kadınla, Edith’le tanıştı.
Tolkien Oxford’a kaydolduğunda I. Dünya Savaşı başladı. Kısa süreli askerliğinde bile yazmaya devam etti. Bu nedenle hikâyelerinde savaş epey yer alır. Savaşın Tolkien üzerinde bir etki bırakması pek de şaşırtıcı değil doğrusu. Sonrasında öğretmenlik kariyeri başlayınca Tolkien bu hikâyeleri ve çizimleri yanına aldı ve Hobbit’i yayınladı.
Tolkien’in Sanat Tarzı
Tolkien’in ilk resimlerinin çoğu, çocukluğunu geçirdiği İngiltere’nin kırsal kesimine odaklıdır. Çevredekileri kullanarak etrafındaki dünyanın sulu boya resimlerini ve çizimlerini yaptı.
Hayatının ilerleyen sürecinde çocuklarıyla birlikte, yazdığı hikâyeleri daha da geliştirebilmek için çizimler yaptı. Hobbit’in orijinal baskısı haricinde aslında bunların hiçbirinin görülmemesi gerekiyordu. O zamanlar bile koleksiyonun tamamı çok uzun zaman boyunca gizli kaldı. Yazar olmanın yanı sıra çizim ve sulu boya konusunda uzman olan Tolkien bir de kaligrafi sanatında uzmanlaştı. Tolkien kaligrafi sanatını kullanarak hikâyeleri için yeni diller üretti. Okuyucuları ve hayranları bu dilleri öğrenmeye bile girişti!
“Orta Dünya”nın Tolkien Sanatı
Çocuklarına yazdığı hikâyelerine eşlik etmek ve kendine özgü sanat konseptini oluşturmak için başladığı çizimler daha sonra tüm zamanların en sevilen fantastik eserlerinden bazılarına dönüştü. Buna rağmen Tolkien’in pek çok çizimi senelerce Bodleian Kütüphanesi’nin arşivlerinde saklı tutuldu. İleriki zamanlarda Hobbit’in 75. Yıldönümünde ortaya çıkarıldı.
Orijinal basımda çizimler içerirken yazarın ne kadar çizim ve resim yaptığı bilinmiyordu. Yüzü aşkın çizimler artık internet ve de çeşitli pek çok müzede halka açık bulunuyor. Hikâyeleriyle birlikte, Tolkien’in kendi kişisel çizimleri de kendi okuma sürecini geliştirmeye yardımcı oluyor. Sonuç olarak çizimleri bizim hobitlerin, elflerin, orkların ve ejderhaların var olduğu özel dünyaya tamamen dalmamızı sağlıyor.
Sanatta, Edebiyatta ve Ötesinde Tolkien Mirası
J.R.R Tolkien’in ölümünden sonra arkasında bıraktığı miras pek şaşırtıcı değil. Bununla birlikte mirası pek çok türe ve dallara ayrılıyor. Fantastik yazıları ve sanatı birçok nesli farklı şekillerde etkilemiştir. Misal verecek olursak Zindanlar ve Ejderhalar tarzı oyunlar, Harry Potter ya da Buz ve Ateşin Şarkısı gibi pek çok kitap ve daha fazlası öne sürülebilir.
Manzaralardan karakterlere ve hikâye çizgisine kadar, Orta Dünya dünyasını incelerken hemen hemen her yerde ilham bulunabilir. Tolkien’in ta kendisi, hikâyelerinin bel kemiği olarak gördüğü kendi sanatından ilham almıştır.
“Akıllıca davranarak genellikle mesafelere büyük özen göstererek bir haritayla başladım ve hikâyeyi uygun hale getirdim. Diğer bir yol ise kafa karışıklığı ve imkânsızlıklara neden olur ve her durumda bir hikâyeden bir harita oluşturmak epey yorucu bir iştir.”
Fantastik Dünya Kaçamaktır!
Oxford ve Leeds Üniversiteleri, Tolkien’in mirasının büyük bir parçasıdır. Hem öğrenmek hem de kurumlarda çalışmakla ilgisi onu bir yetişkin hâline getirdi ve Orta Dünya’nın oluşmasına yardımcı oldu. Onun hayranları olarak teşekkürlerimizi bu kurumlarda geçirdiği yıllar nedeniyle kısmen borçluyuz. O, sanatına ve yazılarına kaçtı ve hepimiz onu takip ettik.
“Fantastik dünya kaçamaktır ve bu onun ihtişamıdır. Bir asker düşman tarafından hapsedilirse, kaçmayı onun görevi olarak görmüyor muyuz? …Zihin ve ruh özgürlüğüne değer veriyorsak, özgürlüğün taraftarıysak, o halde kaçmak ve elimizden geldiğince çok insanı yanımıza almak bizim görevimizdir!”