Javier Pérez savaş sonrası çağdaş bir multimedya sanatçısıdır. Performans sanatı, fotoğrafçılık ve heykel yapar. Fikirleri; fanilik, ışık ve karanlık, metamorfoz, istikrar ve kırılganlığı yansıtan dairesel bir motif içinde hareket eder. Özellikle, heykelleri oldukça rahatsız edici ve korkunç. Güzellik ve korku birbirinden bağımsız olarak var olamayacak kavramlardır. Javier Pérez’in heykellerinin bu ürkütücü ortamına çeşitli ortamların ve metaforların ve güçlü sembolizmlerin dilinin kullanılması büyük ölçüde katkıda bulunur.
Çeviren: Yaren Aktaş
Javier Pérez 1968 yılında İspanya’nın Bilbao şehrinde doğdu. Barselona’da ve hayatının birkaç yılını geçirdiği Paris’te sanat okudu. Ayrıca, Berlin’de de vakit geçirdi. Bugünlerde Barselona’da yaşıyor ve çalışıyor.
Ölüm ve Metamorfoz Kavramları
Javier Pérez’in heykellerinin ana fikirlerinden biri insan vücududur. Ancak övülmez. Aksine yozlaşır ve kırılgan hâle gelir. Kırılganlığında, insan vücudunun bazı çok güçlü varlıkları vardır. Örneğin, Pérez insan derisini olağanüstü buluyor. Oldukça hassas ve narindir, ama aynı zamanda da bütün vücudu kontrol etme gücüne sahiptir. Ayrıca, tüm organizmayı besleyen hassas kan damarları ağı için güvenli bir ortam sağlar.
Bu etkileyici heykel, zeminde parçalanmış kan kırmızısı bir cam avizeden oluşuyor. Kargalar üzerinde durur, kırık parçalarla beslenir. Aslında o bir ceset ve kan her yerdedir. Murano’nun geleneksel cam endüstrisi ve kademeli düşüşü için bir metafordur. Artık, bağırsakları yere sıçramış ve fırsatçı failler tarafından yutulmuş bir cesetten başka bir şey değil.
Anne (Madre)
Hayalet bir anne, ölen oğlunun cesedini şefkatle kucaklıyor. Onu korumak için iskelet parmaklarıyla örterken vücuduna yaslanıyor. Ancak bu anne hayat veren değil, ölümün vücut bulmuş hâlidir. Burada Pérez, Acıların Annesi’nin Hıristiyan temsilini tamamen değiştiriyor.
Baştan Çıkarma Maskesi (Máscara de seducción)
1995 yılında, Pérez sahne performansları için maskeler üretmeye başladı. Bu özel maske, 1997’de bir kişisel serginin açılışındaki bir performans için yaratıldı. Bir manken maske ve elbise giydi ve seyircilerin arasında dolaştı. Ona göre, birinin kimliğini gizlemesi, insanın doğasında vardır. Malzemeler bile ipucudur. Saç içeriden büyür ve dışsal bir özellik haline gelir. İpek, sadece dışını korumak için içeride üretilen başka bir malzemedir. Yukarıdaki fotoğrafta görünmese de duvardaki yazının ortaya çıkardığı ritüel bir duyarlılıktır.
Javier Pérez’in heykellerini muhtemelen özetleyen şey, onun belirli kavramları yapıbozuma uğratma isteğidir. Güzellik, maneviyat ve zalimlik gibi terimler, onun çalışmalarını anlamak için çok önemlidir. Onun da belirttiği gibi, “Güzellik; şiddet ve acı olmadan var olur mu?”