Artemisia Gentileschi (1593 – 1656), İtalyan Barok Dönemi’nin en önemli ressamlarından biriydi. Buna rağmen Gentileschi’nin eserlerinin hiçbirini Washington D.C.’deki Ulusal Sanat Galerisi’nde veya Paris’teki Louvre Müzesi’nde bulamazsınız. Çünkü Gentileschi de tarihteki birçok kadın gibi uzun zamandır ötekileştirildi.
2018 yılında Londra Ulusal Galerisi, İskenderiyeli Azize Catherine Kılığında Otoportre eserini 3.6 milyon sterline satın aldı. 2 bin 300’den fazla eserden oluşan koleksiyonda öne çıkan yalnızca 20 kadın sanatçı vardı. Gentileschi’nin eserinin satın alınmasında dikkat çeken unsur, 1991 yılından beri Ulusal Galeri’de ilk defa elde edilen kadın sanatçı eseri olmasıdır.
Artemisia Gentileschi’nin sanat tarihindeki önemi cinsiyetine indirgenmemeli; bir öncü, usta bir hikâye anlatıcısı ve dönemin en ilerici ve etkileyici ressamlarından biriydi. Floransa Güzel Sanatlar Akademisi’nin ilk kadın üyesiydi ve 40 yılı aşkın bir zamana yayılmış olan kariyere sahipti. Gentileschi’nin Barok başyapıtlarının tamamı kadınlarla ilgiliydi. Kadınların eylem içindeki hâlleri ve eylemlerini savunmaları, 16. yüzyıl sonlarında Papalık Devleti’nin ataerkil baskısına meydan okumaktadır.
Eserlerinin yoğunluğu, çocukken tanışmış olabileceği Caravaggio’nun çalışmalarından sonra ikinci sıradadır. Misal olarak Caravaggio’nun sanatçının üzerindeki etkisini, Gentileschi’nin Judith Holofernes’in Başını Keserken (1611-1612, Uffizi Galerisi) isimli eserinde görebiliriz. İskenderiyeli Azize Catherine Kılığında Otoportre eseri Gentileschi’nin yalnızca içinde yaşadığı sanat sahnelerine değil, kendi yaşamına ve yaşamındaki mücadelesine de bir pencere açmaktadır.
Portre, ustaca yapılmış olan teknikleri, olağanüstü tasvirleri ve büyüleyici tarihi bağlamı ile her şeyi bir araya getiriyor. Gentileschi’nin, boyanın tonlarının dikkatlice bir araya getirilerek bulanıklaştırıldığı bir teknik olan “sfumato” üzerindeki ustalığı, modelin yanaklarındaki aşırı gerçekçi ışıltıda görülmektedir. Tek bir ışık kaynağı, Caravaggio tarafından popüler hale getirilen, aydınlık ve karanlık arasındaki kontrastla dikkatlice oynamayı içeren teknik olup, beyaz kolunun tuvalden fırlamış gibi görünmesini sağlamaktadır.
Portre Görünümlü Otoportre
İsminden de anlaşılacağı gibi, İskenderiyeli Azize Catherine Kılığında Otoportre aslında bir arada olan iki eserdir. Bir yanda Roma İmparatoru Maxentius’un 4. yüzyılın başlarında çivili bir kırma çarkında ölüme mahkum ettiği ve efsaneye göre bir dokunuşuyla çarkı paramparça eden Azize Catherine’i sergilemektedir. Catherine, Mısır’ın İskenderiye valisi Constus’un kızıydı. İmparatoru, yaptığı Paganist zulmü nedeniyle payladıktan sonra iddiaya göre İmparator, 50 en iyi filozof ve Catherine arasında yapılacak bir müzakere düzenledi. Müzakereyi kazanmasına rağmen Catherine resimde gözüken iri başlı çivilerle dolu bu çarkta işkence görmüş, çarktan kaçtıktan sonra yakalanıp başı kesilmişti.
Eser, İncil temasına rağmen (Catherine’in başındaki hale bunu belirtmektedir) aynı zamanda da bir otoportredir. Araştıran gözlerle, kendine güvenen bir şekilde bize doğru bakan Gentileschi ve elinde tuttuğu palmiye yaprağı yalnızca Catherine’in şehitliğinin sembolü değil aynı zamanda ressam Gentileschi’nin boya fırçasıdır. Catherine’in elindeki kırık çark, Gentileschi’nin katlandığı ıstırabın ve üstesinden geldiği acının da simgesidir.
Annesinin ölümünden sonra kısa sürede resim yapmayı öğrenen Gentileschi, babasının stüdyosunda çalışan sanatçı Agostino Tassi tarafından 17 yaşındayken tecavüze uğramıştır. 400 yıllık mahkeme davasının hayatta kalan bir kopyası, gerçeği söylediğinden emin olmak için Gentileschi’nin duruşma sırasında fiziksel olarak işkence gördüğünü göstermektedir. Tassi’nin suçu kanıtlanmıştı, ancak hiçbir zaman suçundan dolayı hüküm giymemiştir.
Gentileschi okuma yazma bilmiyordu ve bazı akademisyenler, yaşadığı dünyaya ilişkin duygularını iletmek için sanatı kullandığını düşünmektedir. Tüm bu yaşadıklarına rağmen otoportredeki güçlü bakışlar, Gentileschi’nin kırılmamış ruhunun kanıtıdır.