Utagawa Hiroshige’nin baskıları ihraç edildikten sonra, Batılı sanatçılar arasında popüler hale gelmişti. Resim yaparken Fransız kırsalına “Japon gözüyle” bakmaya çalıştığını söyleyen Post-Empresyonist ressam Vincent van Gogh, Hiroshige’nin manzara resimlerinin yaklaşık 50’sine sahipti. Hiroshige, Japonya’nın soyutlanma taraftarı olan sınırlarının ötesindeki sanatçıları etkileyerek 19. yüzyılın en önde gelen Japon peyzaj sanatçısı oldu. Bu yazımızda, Mama’daki Akçaağaçlar eserini inceleyeceğiz.
Utagawa Hiroshige (1797-1858), Tokugawa şogunluğunun Japonya’yı başkenti Edo’dan (modern Tokyo) yönettiği Edo veya Tokugawa Dönemi’nin (1603-1867) son yıllarında yaşadı. Hristiyanlığın ve çoğu Batılı yabancının yasaklandığı, kurumsallaşmış bir yabancı düşmanlığı dönemiydi. Güçlü bir sosyal katmanlaşma ve sivil sorumluluk varlığı Japon toplumuna yayılmıştı. Hiroshige, bu yüksek derecede tanzim edilmiş toplumun arasında en önde gelen manzara sanatçısı oldu. Gravür baskılarının nicelik ve nitelikleri ile tanındı.
Utagawa Hiroshige, renkli ahşap baskılarını titiz ve metodik bir süreçle yarattı. İlk olarak, genel imajı çiziyor ve tasarlıyordu. Sonra kendisi veya bir asistan, tasarıma uygun bir tahta blok oyuyordu. Bu blok birkaç kez çoğaltılıyor ve böylece birden fazla kopya elde ediliyordu. Daha sonra her bloğa ayrı bir mürekkep rengi uygulanıyordu. Bu bloklar daha sonra tüm renkli alanlar tamamlanana kadar art arda kâğıda bastırıldı. Herhangi bir kayma, yanlış hizalanmış renkler ve çizgilerle sonuçlanacağından, baskı işlemi son derece hassasiyet içinde yapılıyordu. 1957 yılında yaratılan eser, kâğıt üzerine renkli gravür baskı ve 22 x 34 cm boyutlarındadır. Yüzen dünyanın resimleri anlamına gelen ukiyo-e‘nin klasik bir örneğidir. Endüstriyel ölçekte üretilen ukiyo-e, özellikle endüstrinin geliştiği Edo’nun kentsel kültüründe popülerdir. Utagawa Hiroshige de tasarımının her biri için toplu olarak binlerce ahşap baskı üreten bu ticari endüstrinin bir parçasıydı.
Utagawa Hiroshige, izleyicinin hemen yerleştirebileceği nesnelerle tipik olarak yıkıcı bir derinlik hissi yarattı. Ön planı çerçeveleyen, bölünmüş bir ağacın gövdeleridir. İki gövdesi, ön planı dolduran birçok yaprak ile ortada köprü oluşturan daha hassas dallarla baskının sol ve sağ taraflarını kuşatır. Bu ağaç büyük olasılıkla, yaygın olarak Japon akçaağaç olarak bilinen “acer palmatumdur”. Japon akçaağacından bakıldığında insanlarla, yapılarla, tarlalarla ve göllerle dolu bir orta alan görülmektedir. Ortada sol tarafta bulunan Tekona Mabedi bir kara köprüsü ile gölün sağ tarafına bağlanır. Bu köprü, orta alanın sularını ikiye böler.
Yedi kişi orta alanda dolaşmaktadır. Biri kara köprüsünü geçiyor ve Tekona Mabedi’ne yaklaşıyor gibi görünüyor. Bastonlu iki adam, ahşap Tsugi Köprüsü’ne yaklaşırken orta alanın derinliklerine doğru yürüyor. Köprünün diğer tarafında iki figür ormandan çıkıyor. İzleyiciye daha yakın olan ve bir arada duran iki kadın bulunmaktadır. Tüm figürler hareket halinde, hiç kimse sabit durmuyor. Geçip giden bir anın yakalanmış olduğu hissi vardır. Birkaç dakika içinde tüm bu şekiller, resim düzleminin çerçeveli kenarlarının ötesine geçtikçe kaybolacaktır.
Mama’daki Akçaağaçlar, Tekona Tapınağı ve Tsugi Köprüsü bir manzara örneğidir. Uzaktaki dağların eteğine doğru uzanan yemyeşil ormanla derinliğini sürdürmektedir. Gri dağlar ufku ikiye böler ve sahneye kesin bir kenar ekler. Dağların ötesinde ne olduğunu bilmiyoruz. Narin küçücük köye kıyasla tek yekpare olan bu anıtsal dağlar, sahneyi sağlam bir arka plan olarak sabitlemektedir.
Utagawa Hiroshige, Japon çağdaşlarının çoğu gibi, Doğu Asya sanatından, özellikle Çin sanatından etkilenmiştir. Tokugawa şogunluğunun soyutlanma taraftarı politikalarına rağmen, Japon sanat eserlerinde, ödünç alınıp dâhil edilen yabancı unsurlar vardı. Dünyanın diğer tarafındaki Fransız İzlenimciler gibi Japon sanatçılar da dünyalarını sürekli bir deneyim olarak değil, sabit olmayan bir olay olarak gözlemliyorlardı. Hiroshige, modern Japonya’nın artık kaybettiği pek çok manzarayı yakalamıştır. Bununla birlikte, güzelliklerinin özü hâlâ ikonik olarak Japoncadır ve hâlâ ücra köşelerde bile bulunabilir. Siyasi rejimler yükselebilir ve düşebilir; ancak Japon manzarasının güzelliği kalıcıdır.
Kaynak: https://www.dailyartmagazine.com/utagawa-hiroshige-maple-trees-at-mama/