Kunsthistorisches Müzesi, Avusturya’nın Viyana kentinde bulunmaktadır ve Sanat Tarihi Müzesi anlamına gelmektedir. Habsburgların büyük sanat koleksiyonlarını barındıran, ülkenin en büyük sanat galerisi olan müze, Raphael, Johannes Vermeer, Titian ve Pieter Bruegel’in eserlerini barındırıyor. Toplamda 12 resimden oluşan Bruegel koleksiyonu, sanatçının dünyadaki en büyük ve en önemli koleksiyonudur.
Tür ve manzara resmi, 16. yüzyılda Kuzey Avrupa’da ortaya çıkan yeni konulardı. Protestan Reformu nedeniyle, kilise artık sanat eseri sipariş etmiyor veya satın almıyordu. Bunun sonucunda sanatçılar yeni zengin müşteri arayışındaydı ve bu müşteriler de yeni konulara ihtiyaç duyuyordu. Pieter Bruegel de 16. yüzyılda Flaman Bölgesi’ndeki köylülerin yaşamını ve geleneklerini içeren birçok tür sahnesiyle tanınır. Bu konulara olan sevgisinden dolayı Köylü Bruegel olarak da bilinir. Büyük tuvallere yaptığı resimlerle sıradan insanların hayatına önem vermiştir ki, bu tuvaller daha önce sadece azizlerin ve pagan tanrıların hayatlarını resmetmek için kullanılıyordu.
Düğünde, kutlamalar son hızıyla devam etmektedir. İnsanlar en soldaki kapıdan salona akın ederken, kurulmuş olan büyük sofrada oturan diğerleri neşeyle biralarını içmektedir. Diğer yandan da yemekler dağıtılmaktadır. Tablo, sol köşede oturan ve tabağını temizleyen küçük bir çocuk gibi hoş betimlemeler ile doludur. Böyle ayrıntılar, tüm kompozisyona gerçekçilik ve sıcaklık duygusu katmaktadır.
İki garson, menteşelerinden sökülmüş bir kapıyı geçici bir servis tepsisi olarak kullanıyor. Başka bir adam onlara yardım ediyor ve yemeğin dağıtılmasını sağlıyor. Bu adamın sağ elini uzattığı yerde her düğünün baş kahramanı olan gelini görüyoruz. Gelini ön plana çıkartmak için duvara asılan yeşil bir örtünün önünde mütevazı bir şekilde oturuyor. Başının üzerinde geleneksel kağıt bir taç var. Bazı bilim insanları, bunun iki parçalı bir taç olduğunu ve gelinin hamile olduğunu gösterdiğine inanıyor.
Gelinin solunda siyah şapkalı beyaz saçlı olan adam noterdir, nikahı tasdik eden memurdur. Onun yanında, tüm bu köylülerin yaşadığı ve çalıştığı toprakların sahibi olan, iyi giyimli adam ile konuşan Fransisken bir keşiş vardır. Damadın hiçbir yerde olmaması garip gelebilir ancak Flaman geleneğine göre akşama kadar kutlamalara katılmasına izin verilmezdi. Aynı âdete göre, damat gelene kadar gelinin yemek yemesine veya kimseyle konuşmasına izin verilmezdi.
Bu güne kadar, parçanın gerçek anlamı hakkında birçok farklı görüş sunulmuştur. Bazıları eserin, ahlaki bir yönü olduğunu düşünürken, diğerleri köylü yaşamı hakkında bir hiciv unsuru olabileceğine inanıyor. Gerçek ne olursa olsun, Köy Düğünü ile Bruegel, modern izleyiciye ve aynı zamanda zamanının şehir sakinlerine 16. yüzyıl Hollanda’sındaki kırsal yaşama ve geleneklerine bir bakış sunmayı başarıyor.
Kaynak: https://www.dailyartmagazine.com/peasant-wedding-by-pieter-bruegel-the-elder/