Divan Japonais, dokuzuncu yüzyılın sonlarında Paris’te Toulouse-Lautrec’in uğrak yeri olan birçok kafe-konser yerinden biriydi ve ressam, mekânın reklamını yapmak için aynı ismi taşıyan bir litografi (taş baskı) afişi yapmıştı. Afiş, Toulouse-Lautrec’in kendi zamanının Montmartre’ından üç ünlüyü tasvir eden bir film gibidir.
Kont Henri Marie Raymond de Toulouse-Lautrec-Monfa (24 Kasım 1864 – 9 Eylül 1901); Fransız ressam, matbaacı, teknik ressam, karikatürist ve illüstratördü. Köklü bir Fransız aileye mensup olmasına rağmen yaşamını aristokratların arasında değil, aristokratların hor gördüğü kenar mahallelerdeki eğlence hayatının içinde yaşamış olan Toulouse-Lautrec, 19. yüzyılın sonlarında Paris’in renkli ve teatral yaşamına dalarak o zamanların modern, bazen de çökmekte olan işlerinin baştan çıkarıcı, zarif ve kışkırtıcı görüntülerinden oluşan bir koleksiyon oluşturmuştur. Sanatçı, kendi dönemine kadar ikinci sınıf olarak görülmekte olan afişin, bir sanat olarak değer kazanmasını sağlamıştır.
Paris’te bir sanatçı mahallesi olan Montmartre’de bir kabare olan Divan Japonais, 1893 yılında modaya uygun Japon motifleri ve fenerlerle yeniden dekore edilmişti. Sahibi Édouard Fournier, Toulouse-Lautrec’ten şarkıcıları, dansçıları ve daimi müşterileri tasvir eden bu posteri, gece kulübünün açılışına müşterileri çekebilmek için yapmasını istedi. Toulouse-Lautrec, hemen ön plandaki seyirciler arasında, en iyi yakın arkadaşını resmetmiştir: sağda, sanat eleştirmeni ve edebiyat dergisi Revue wagnérienne’nin kurucusu Édouard Dujardin ve ortada, zarif siyah silueti sahneye hâkim olan ünlü kankan dansçısı Jane Avril. Arka planda ise dönemin bir diğer ünlü sanatçısı olan şarkıcı Yvette Guilbert sahnede performans sergiliyor. Fotoğrafın ve Japon baskılarının etkisini yansıtan bu kompozisyonda kafası beklenmedik bir şekilde kırpılmış olsa da Guilbert, çağdaş velinimetleri tarafından, imzasını taşıyan uzun siyah eldivenlerinin dramatik hareketiyle hemen tanındı.
Resmin merkezine hâkim olan figürlerle cesur kompozisyon, ana hatların basitleştirilmesi ve düz renk alanlarının kombinasyonu, Toulouse-Lautrec tarafından geliştirilen yenilikçi afişlerin tipik özellikleridir. Afişleri aynı zamanda, büyük bir hayranı olduğu Japon tahta baskılarının etkisini de göstermektedir.
Renkli baskıdaki teknik gelişmeler ve afişlerin yerleştirilmesini kısıtlayan yasaların gevşetilmesiyle 1890’larda taş baskılı afişler çoğalmıştı. Litografinin ustası Toulouse-Lautrec’in reklam olarak yaptığı parlak afişleri, zengin Belle Époque’un (Fransız ve Avrupa tarihindeki bir döneme verilen isim) canlı çekiciliğini yakalamıştı ve dans salonları, kafe-konserler ve festival sokak hayatı, gece etkinliklerini canlandırmıştı.