“Cesur deniz Aivazovsky yazdı... Ve ben orada bir figür olarak resmedilmekten onur duydum” – Ilya Repin, resmin yapımında üstlendiği rol hakkında böyle bir yorumda bulunmuştu. Bununla birlikte, bu tür özelliklerin genellikle Repin tarzında olduğu kabul edilmelidir. Fakat bu gerçekten muhteşem denizin esasını bozmadı ve figür yazar kadar katı olmayacak.
Puşkin ve eşi Natalie Goncharova, Sanat Akademisi’nde sergiyi ziyaret etmişti. Eylül 1836’ydı. Öğrenciler şaire yakından bakmak için salona koştular. Bunların arasında Michelangelo da vardı. Akademi Krutov müfettişi, altın madalya için Puşkin’e rakip olarak tanıtıldı. Genç Aivazovski, şair sevgiyle selamlaştıkça ruha battı.
Puşkin, Aivazovsky’yi tekrar tekrar yazdı. Ve Aivazovski’nin mirası genel portreleri aynı şeylerle birleştirmekten başka bir şey değildi – ama kendisi bir portre ressamı değildi, asıl yeteneği deniz ve gökyüzünün görüntülerinde belirgindi. Resimde insanlar olduğunda bile favori ögesi dalgalardı. Aivazovsky’nin eserlerinde en sevilen cisimler karşılaştırıldığında figürler her zaman ölçülemeyecek kadar küçük oldukları ve olayın sadece fiziksel boyutla ilgili olmadığı gerçeğini gösteriyor.
İçtenlikle “her şeyimize” hayranlık duyan Aivazovski, Puşkin figürünü gölgede bırakmamak için harika bir yol buldu. Büyük bir portre tasvircisi olan İlya Repin’den figürü kaleme dökmesi isteniyor. Sonunda önümüzde muhteşem deniz, Aivazovsky’nin en iyi formlamasıyla duruyor: enerjik, ferah, çılgın, şeffaf zümrüt dalgalar, kıyıya vuran dalgalar, deniz, resme baktığınızda duyduğunuz sesler. Ve canlı, iyi yazılmış Puşkin figürü.
Sanki dalgalar kükrer gibi: rüzgârda savrulan saçlar, yandan profil ve neredeyse uçup gitmek üzere olan şapka. Şairin sol eli taş üzerine çiziyormuş gibi konumlanmış. Dante’nin Aivazovsky’nin eserine bakarak yazdığı deniz vedası dizeleri şöyle diyor:
Elveda, özgür cevher!
Benim için son kez
Dolaşıyorsun mavi dalgaların üstünde
Ve Parlıyorsun o gururlu güzellikle…