Michelangelo olarak bilinen Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni, şüphesiz dünyanın en değerli sanatçılarından biridir. Mermerle olan bağı ancak derinden tutkulu bir aşk ilişkisi olarak tanımlanabilir. Bu yazımızın başrollerinde de Michelangelo ve Baküs heykeli bulunmakta. 1496 ve 1497 yılları arasında oyulmuş, Baküs‘ü betimleyen esrarengiz heykel, Michelangelo’nun şaşırtıcı yeteneğini sergilemektedir. Baküs, Michelangelo’nun Roma’daki ilk döneminde oyulmuştur, ancak sevgili Floransa’sına kadar ulaşmıştır. Hazırsanız Michelangelo’nun Baküs’ü nedir hep beraber inceleyelim.
Şarap, zevk ve doğurganlığın eski Roma tanrısı olan Baküs, Zeus ile Semele’nin oğludur ve Yunan Dionysos’unun karşılığıdır. Baküs tasviri, antik Yunan’dan başlayarak ve Rönesans döneminde birçok sanatçı için önde gelen bir seçimdi. Baküs’ün tasvirleri sanatçıların hayal gücüne bağlı olarak büyük ölçüde değişse de, şarap tanrısının ikonografisi şaşırtıcı bir şekilde üzümleri, sarmaşık yapraklarını ve şarabı içeriyordu. Baküs, satirlerin maiyeti ile birlikte tasvir edilebiliyordu. Bunlar Baküs’e sefahatinde eşlik eden şeytani varlıklardı.
1496 yılında Michelangelo 21 yaşındayken yapay olarak eskittiği uyuyan bir aşk tanrısı figürü oydu ve bir antika süsü verdi. Heykel, bir aracı ile San Giorgio Kardinali Raffaele Riario tarafından satın alındı. Kısa bir süre sonra aldatmacayı öğrenen Kardinal, aynı zamanda Michelangelo’nun eşsiz yeteneğinden de etkilendi. Şimdilerde kayıp olan bu oymacılık, genç sanatçının itibarını sağlamlaştırdı. Kardinal Riario’nun Baküs siparişinin, şimdi Palazzo della Cancelleria olarak bilinen Palazzo di Riario’ya yerleştirilmesine yol açtı. Pagan doğası ve tartışmalı sonuçları göz önüne alındığında, bir Kardinal için kesinlikle ilginç bir seçimdi. Bununla birlikte heykel tamamlandıktan sonra Kardinal Riario onu reddetti ve Galli heykel bahçesinde sergilenmek üzere bankacı Jacopo Galli tarafından satın alındı. Medici ailesi, heykeli 1571 yılı civarında satın aldı ve Baküs 17. yüzyılda yaratıcısının memleketine gitti. Başlangıçta Uffizi Galerisi’ne yerleştirildi ve 1871 yılında bugün sergilendiği Bargello Ulusal Müzesi’ne taşındı.
Baküs, yaklaşık 203 cm boyunda, 76 cm genişliğinde ve 86 cm derinliğe yakın büyüklükte, gerçek boyutlu bir eserdir. Mermer, Carrara’nın seçkin ve çok rağbette olan taş ocaklarından çıkarıldı. Michelangelo, Baküs’ünü, aşırı şarap tüketiminin kötü etkilerini vurgulamak için hayatının baharını henüz geçmiş androjen (çift eşeyli) bir gövdeye sahip, ikonik üzüm çelengi içinde tasvir etti. Baküs, sağ elinde dikkatsiz bir şekilde kavradığı kupayı, sol elinde de bir üzüm salkımıyla birlikte aslan postunu kaldırıyor.
Roma mitolojisinde satirler yarı insan yarı keçi olarak tasvir edilmekteydi. Temsillerde genellikle keçi kulakları, bir kuyruk ve boynuzların yanı sıra abartılı bir ereksiyon bulunmaktadır. Satirin sol toynağı yere sıkıca yerleştirilmiştir ve sağ tırnağı tabana zar zor değmektedir. Baküs’ün elinden üzümleri yemek için ağzını açmaktadır. Michelangelo, ana heykelden uzağa bakan ve ağaç kütüğünün üzerinde oturan satiri, üst gövdesi Roma tanrısına dönük olarak resmetmiştir.
Baküs fark edilir şekilde, içkinin etkisi ile sersemlemiş halde, başı sağa eğik ve ağzı hafifçe açık olarak tasvir edilmiştir. Sol omzu aşağıya doğru eğiktir ve sol ayağı ‘sallanan’ vücudunu desteklemek için bir ağaç kütüğüne dayanmaktadır. Baküs’ün ahengi ve dengesi kadar inanılmaz detayı da Klasik heykeltıraşlığın tarzını ortaya çıkarır ve Floransalı genç heykeltıraşın antik Yunan heykeltıraşlarının kabiliyetlerine rakip olan büyük yeteneklere sahip olduğunu gösterir.
Bu heykelin dehası Michelangelo’nun, incelikli bir insan durumunu herhangi bir hareket olmaksızın aktarmadaki inanılmaz becerisidir. Durağanlığı ve pozla vurgulanan kasıtlı bir sendelemeyi, bardağın tehlikeli bir şekilde kavranışını ve en inanılmazı, gözlerdeki sarhoşluğu öne süren dinamik bir etkisi vardır.
Tamamlanan Baküs’ün Kardinal Riario tarafından nasıl reddedildiğine ve Jacopo Galli’nin eline nasıl geçtiğine dair ayrıntılar belirsizliğini korumakta ve geniş spekülasyonlara konu olmaktadır. Şimdi sevgili memleketinde, Michelangelo ve çağdaşlarına adanmış bir galeride Bargello Ulusal Müzesi’nin zemin katında sergilenmektedir.
Kaynak: https://www.dailyartmagazine.com/michelangelos-bacchus/
Detaylarda kayboluyor insan. Muazzam bir eser , müthiş bir beceri …
Ve sizin de emeğinize sağlık