Eva Gonzales, aldığı seçkin terbiyeye ve sanatsal becerilerini geliştirmesi için ona fırsatlar sunarak sosyal çevresini de bu bağlamda genişletmesi hususunda destekleyici olan ailesine rağmen bu dünya düzeninde yine de bir kadındı. Sanatta mevzu bahis Empresyonist akım (İzlenimcilik) olduğunda bilinen pek çok isimden söz etmek mümkündür: Manet, Monet, Degas, Pissarro bunlardan bazılarıdır.
Bu sıralama içerisinde sizlerin de fark edeceği üzere ilk sıralarda bir kadına rastlamıyoruz, dahası dünya standartlarına göre ne yazık ki çok daha azı ‘muazzam’ sanatçılar olarak kabul edilmektedir. Cassatt ve Morisot gibi kadın sanatçılar belki bir nebze de olsa meşaleyi ellerinde tutmaktadırlar. Peki ya yukarıdaki sanatçılarla aynı sosyal çevrede yaşayan ve resim yapan ancak pek çoğu bilinmeyen diğer kadın sanatçılara ne olacak? İşte o kadın sanatçılardan bir tanesi olan Eva Gonzalès, sanatın sadece erkekler için olmadığını kanıtlamıştır.
Eva Gonzalès
Gonzalès (1849–1883), roman yazarı bir baba ile çocuklarının yaratıcı yeteneklerini destekleyen mûsikîşinas bir annenin evlâdı olarak Paris’te dünyaya gelmiştir. Genç yaşlarında, Charles Chaplin’in kadın sanatçılar için ayırmış olduğu şahsî stüdyosunda bizzat ondan eğitim almıştır. Sonrasında 1869 yılında, Edouard Manet, Gonzalès’i modeli olarak yanına almış ve ardından onu has talebesi yapmıştır.
19. yüzyılın sonlarına doğru kadın sanatçıların sayısı hiç olmadığı kadar yüksek sayılara ulaşmışsa da, kadının evdeki ve genelde bu âlemdeki rolü onu, erkek meslektaşları gibi başarılı olmaktan alıkoymuştur. Kadın empresyonistler hakkında yazılan bir makaleden alıntılanan bir sözde, sanat tarihçisi Griselda Pollock şuna işaret eder:
” 19. yüzyılda kadın sanatçı olmak, medeniyetin sınırlarında olmak fakat aynı zamanda da tam merkezinde olmak demek idi.”
Hiç şüphe yok ki ailesinin sosyal statüsü, genç bir kadın sanatçı olan kızlarına eşsiz imkânlar sunmaktaydı. Buna ek olarak: ailesi maddi açıdan yeterli olmasına karşın Gonzalès, erkekler için olan üniversiteye katılım sağlayamıyorsa da sosyal bağları ferdî bir çizim ve boyama tarzı oluşturmasına yardımcı olurken aynı zamanda da genç sanatçıya Paris Empresyonist çevrede takdir kazandırma hususunda faydalı olmuştur.
Onun ilk şahsi tarzı, Manet’nin erken dönem açık ve koyu renklerdeki yüksek kontrastlı paletiyle yapmış olduğu ‘İspanyol’ tablolarını fazlasıyla anımsatmaktadır. Yukarıda, ortaya ilk çıktığından bu yana tuhaf kompozisyonu dolayısıyla ağır eleştiriler alan, Manet’nin yapmış olduğu genç sanatçının bir portresini görmektesiniz…
Bir Ömür İşi
Tıpkı Mary Cassatt ve Berthe Morisot gibi Gonzalès’in tüm eserleri, kadın doğasının portreleriyle ve kadın, çocuk vb. temaları içeren çalışmalarıyla doludur. Döneminin diğer empresyonist sanatçıları arasında yer almasının bir ölçüde sebebi, az önce değindiğimiz ‘kadına özgü’ temalarıydı. Gonzalès, kariyerinin ilk yıllarında dönemindeki meslektaşlarıyla hemen hemen benzer temalara odaklanmış ancak ilerleyen yıllarda kendi orijinal tarzına ve kendi renk paletine geçiş yaparak yol almaya devam etmiştir.
Gonzalès’in yapıtları, Empresyonist galerilerde sergilenmeyi amaç edinmemesi dolayısıyla göze çarpar. Buna karşılık Gonzalès, saygın ve geleneksel Paris Sergileri’ne odaklanmayı tercih etmiştir.
Gonzalès, Manet’nin yardımıyla ortaya çıkmıştır ve onun yanında görünmüştür. Sanat tarihçileri, genelde Manet’nin gölgesinde kalması hasebiyle sanatçının, diğer benzer sanatçıların hiçbir zaman ilgisini çekemediğine inanırlar.
Kız kardeşi Jeanne, Eva Gonzalès’in resimlerinde ve pastel eserlerinde yoğun bir şekilde sunulmuştur. Eva için modellik yapmış ve modelliği ondan öğrenmiş olan bu genç hanımefendi, sonrasında Eva’nın dul eşiyle evlenecektir.
Manet’ye Saygı
Aşağıdaki tablo yalnızca bir Manet etkisini sunmakla kalmıyor aynı zamanda da Manet’nin Le Fifre’isini, sanki bu iki tablo bir bütünün parçalarıymış gibi fazlasıyla anımsatıyor. Fakat Gonzalès’in resimleri, ustasının resimlerine kıyasla daha çok üç boyutlu. Gonzalès, yirmi bir yaşındayken bu resim onun 1870’li yılların sergilerinde kabul gören ilk resimlerinden biri idi. Fakat bundan sonra bile sahip olduğu doğal yeteneğe rağmen eleştirmenler onu ciddiye almadılar.
Erken Bir Veda
Ne yazık ki 1883’te, Fransız oymacı Henri Guérard ile, biricik oğullarını dünyaya getirdikten sonra vefat etti. Ardında, hem özel koleksiyonlarda hem de dünya çapında birçok sanat müzesinde bulunan yaklaşık 124 yağlı boya resmi ve pastel boya resmini bıraktı.
Hiçbir zaman meslektaşlarının ‘ünlü statüsü’ne ulaşamamış ve çok genç yaşta vefat etmiş olmasına rağmen, Gonzalès’in yapıtları, eğer sanat tarihindeki kadın sanatçılar hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız takipçi kitleleri ve meslektaşlarının onları nasıl algıladığı bilgisiyle birlikte göz atmaya değerdir.
Bu yazıyı beğendiyseniz, 3 kadın Empresyoniste yer verdiğimiz yazımıza da (buradan) göz atabilirsiniz.
*Mûsikîşinas: Müzikle uğraşan kimse.
Kaynak: http://dailyartmagazine.com