Ekspresyonizm (dışavurumculuk), duygusal deneyimden ilham alan çağrışımcı bir sanat hareketidir. 19. ve 20. yüzyıldaki ana akımlardan biri olan Ekspresyonizm, sanatçının objektif gerçeklikten ziyade nesnelerin ve olayların insan içinde uyandırdığı öznel duyguları ve tepkileri tasvir ettiği sanatsal bir tarzdır.
Bugün “modern sanat” olarak bildiklerimizi kapsayan birçok sanat harekatı vardır. Her durumda, sanatçılar kendi tercihlerine bakmaksızın benzer bir hedefe ulaşmaya çalışırlar. Örneğin, Empresyonistler çok kısa süren olayları (gün doğumu, gün batımı vb.) tuvalde yeniden canlandırmışlardır. Fovistler sanata anlatımsal bir yaklaşımda bulunmuşken Post-Empresyonistler sanatçının zihnini keşfetmişlerdir. Seçici sanatsal zevklere sahip olan Ekspresyonistler, duyguları ortaya çıkarmayı amaçlamışlardır.
Sanatçı bu amaca gerçek anlamlardan saptırma, abartma, ilkelcilik ve fantazi yoluyla, resimsel öğelerin canlı, sarıcı, dinamik yönüne başvurarak ulaşmıştır.
Ekspresyonist harekatı Almanya’da başlamış ve sonrasında bütün kıta-kıta ötesine yayılmıştır. En bilinen Alman Ekspresyonistler Max Beckmann, Otto Dix, Lionel Feininger, George Grosz, Ernst Ludwig Kirchner, August Macke, Emil Nolde, Max Pechstein’dır. Avusturyalı Oskar Kokoschka, Çek Alfred Kubin ve Norveçli Edvard Munch ayrıca en bilinen isimler arasındadır. Almanya’da kaldığı zamanlar sırasında Rus Kandinsky de Ekspresyonizme bağlanmıştır.
Tarihçesi
Ekspresyonizm akımının kökleri 1885-1900 döneminde son derece kişisel bir resim stili geliştiren Vincent van Gogh, James Ensor ve Edvard Munch’ün eserlerinde yatar. Bu sanatçılar, dramatik ve duygu yüklü temaları keşfetmek, korku, dehşet ve grotesk niteliklerini iletmek ya da doğayı halüsinasyon yoğunluğu ile anmak için renk ve çizginin dışavurumcu olanaklarını kullanmışlardır. Daha öznel bakış açısını veya ruhsal durumları ifade etmek için doğanın klasik tasvirinden ayrılmışlardır.
Ekspresyonizmin ikinci ve temel dalgası 1905 yılında Erns Ludwig Kirchner liderliğindeki bir grup Alman sanatçının “Die Brücke” (Köprü) adı verilen bir birlik kurmasıyla başlamıştır. Grup, Erich Heckel, Karl Schmidt-Rottluff ve Fritz Bleyl’den oluşmaktaydı. Bu ressamlar, akademik İzlenimciliğin yüzeysel natüralizmi olarak gördüklerine karşı ayaklanmışlardı. Die Brücke’nin orijinal üyelerine sonrasında Alman Emil Nolde, Max Pechstein ve Otto Müller de katılmıştır.
Ekspresyonistler 1890’lı yılların öncüllerinden etkilenmişlerdir. Ayrıca Albrecht Dürer, Matthias Grünewald ve Albrecht Altdorfer gibi Kuzey Avrupa Orta Çağ ve Rönesans sanatçılarının eserleriyle de ilgilenmişlerdir. Bu isimler Neo-Empresyonizm, Fovizm ve son zamanlardaki diğer hareketlerin de farkındadır.
Die Brücke’nin dağılmasından sadece iki yıl önce Almanya’da Mavi Süvari kurulmuştur. Münih’in ana üssü olan grup, Rus ve Alman kökenli sanatçılardan oluşuyordu ve Wassily Kandinsky ve Franz Marc en önde gelen isimler arasındaydı.
Sanatsal hedefleri değişiyordu. Bununla birlikte, maneviyatı keşfetme ilgisi ve sanatın göze hitap etmekten daha fazlası olduğu inancı ile birleşmişlerdi.
Örneğin Mavi Süvari üyelerine göre renkler semboliktir ve resim sezgiseldir. On yıl boyunca, “Mavi Süvari” anlamına gelen “Der Blaue Reiter”ın 1903 yılında Kandinsky tarafından oluşturulan bir tabloya atıfta bulunduğuna inanılıyordu.
Etkisi
Bu gruplar kısa ömürlü olmalarına rağmen her birinin Ekspresyonizm üzerinde anıtsal bir etkisi vardır. Ekspresyonizm, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’da baskın sanatsal güç olarak hizmet etmeye devam etmiştir. Sanatçılar ise 1970’lerde Neo-Ekspresyonizm’in doğuşuyla onu yeniden canlandırmıştır. Popülerliği, Amerikan Figüratif Ekspresyonizm ve nihayetinde Soyut Ekspresyonizm olarak gerçekleştiği Amerika Birleşik Devletleri’ne bile yayılmıştır.
Bunlara ek olarak hareketin çağdaş sanat üzerinde derin bir etkisi olmuştur. Sanat türlerinin çoğundan farklı olarak Dışavurumculuk tamamen ayrık değildi; ünlü Ekspresyonist sanatçılar sadece başka tarzlarda da durmakla kalmayıp aynı zamanda hareketin etkileri Fütürizm, Kübizm, Gerçeküstücülük ve Dadaizm de dahil olmak üzere birçok eşzamanlı türe dokunmuştur.