Oto-portre denilince akla muhtemelen Dürer, Rembrandt veya Van Gogh gibi ünlü isimler ve onların ünlü eserleri gelir. Ancak tarihin farklı dönemlerinde, hem profesyonel hem de amatör kadın sanatçılar tarafından yaratılmış eserler bulunmaktadır. İşte, daha önce görmemiş olabileceğiniz kadın sanatçılardan beş tanesi.
1. Gesina ter Borch
Gesina ter Borch (1633-1690), Hollandalı Altın Çağ illüstratörü, suluboya ressamı ve tasarımcıydı. Eserlerinin konuları ağırlıklı olarak ev sahnelerinden oluşuyordu. Sanatçı bir ailede doğmuştu ve babası Gerard ter Borch the Elder, kardeşleri Harmen ve Moses ve üvey kardeşi Gerard ter Borch (II) ile birlikte sanat becerilerini geliştirdi. Gesina çok yetenekli olmasına rağmen amatördü. Bu nedenle, yaşamı boyunca sanatı, yerel çevrenin çok ötesine geçmedi. Aynı zamanda, Gerard’ın en sevdiği modeliydi ve şiirle de ilgileniyordu. Bu oto-portresinde, Hollanda Doğu Hindistan Şirketi’nin o sırada Çin’den ithal etmeye başladığı egzotik, modaya uygun bir aksesuar olarak kabul edilen bir yelpaze tutmaktadır.
2. Amalia Wilhelmina von Königsmarck
Amalia “Emilie” Wilhelmina Königsmarck (1663-1740), Alman-İsveç soylu bir ailenin üyesiydi. Amatör ressam, oyuncu ve şair olarak biliniyordu. Bu resim dört kadın figürünü tasvir ediyor: sağda, elinde birkaç fırça tutan figür muhtemelen ressamın kendisi. İsveç Kraliçesi’nin refakatçisine, Danimarkalı Ulrika Eleonora’nın profilden yapılmış portresini sunuyor. Kraliyet portresini işaret eden ve defne tacı takan kadın figürü, Amalia’nın kız kardeşi Aurora’dır. Onun arkasındaki söylenti ve dedikodu tanrıçası Fama sahneyi incelemektedir.
3. Anna Maria van Schurman
Anna Maria van Schurman, (1607-1678), resimleri ve gravürleriyle tanınan 17. yüzyıl Almanya doğumlu Hollandalı bir sanatçıydı. 1636’da Utrecht Üniversitesi’nde okudu ve Avrupa’nın ilk kadın üniversite öğrencisi oldu. Aynı zamanda bir portrede pastel boya kullanan bilinen ilk Hollandalı ressamdır. 1643’te Aziz Luke Ressamlar Birliği’ne fahri kabul kazandı bu durum sanatının halk tarafından tanınmasını sağladı. Görsel sanatına ek olarak Schurman, bir şair ve bilim insanıydı ve 14 dilde yetkindi.
4. Helene Schjerfbeck
Helene Schjerfbeck (1862-1946), hayatı boyunca 40’tan fazla oto-portre yarattı. Yaşlandıkça daha da yalnızlaşan ressam, modeli olmadığı için kendini resmetti. Daha sonraki portreleri, şok edici bir dürüstlükle kendi fiziksel gerilemesini gözler önüne sermektedir.
“Ancak yaşlılığın yorgunluğu tamamen farklı bir şeydir – özgürleştiricidir de, çünkü her şeyin kendi yoluna gitmesine izin verebilirsiniz ve geriye fırçanın duyarlılığından başka bir şey kalmaz.” – Einar Reuter’e yazılmış bir mektuptan, 28 Kasım 1926.
5. Amanda Sidvall
Amanda Sidwall (1844-1892), İsveç Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi 1864’te kapılarını kadınlara resmen açtığında, Kadın Bölümü’ndeki ilk 18 öğrenciden biriydi. 1874’te Académie Julian’da eğitimine devam etmek için Paris’e gitmişti. Sidvall, yaşamı boyunca iyi eleştiriler alan kabul görmüş bir sanatçı oldu. 1877 yılında, Paris Salonundaki iki resmi, Fransız devletine satıldı. Mavi ipek fiyonklu şapkalı bu otoportre, ressam Stockholm Akademisi’nde öğrenciyken boyanmıştı.
5 Self-Portraits by Women Artists That You Probably Haven’t Seen (And You Should)