Kimse kendi memleketinde peygamber değildir… Sanırım bu Batı kültürü atasözü sanatçılara da uygulanabilir. Bugünlerde en çok tanınmış İsveçli ressamlardan biri olan Carl Larsson’ın ilk başlarda kendi ülkesinde hiç başarısı yoktu. Paris’in dışındaki İskandinav artistik topluluğuna taşındığında ve görünüşe bakılırsa sulu boya için yağlardan vazgeçtiğinde her şey değişti. Fakat bugünün hikâyesi peygamberlikle değil evlerle ilgili. Hadi, Carl Larsson’un sıcacık ev ortamını ziyaret edelim!
Çeviren: Simge Şahin
Fransız Evi
Larsson 1877’de Paris’e taşındı. İlk başlarda bunu çok sinir bozucu buldu çünkü Fransız Empresyonistlerle iletişime geçmek istemiyordu. Ayrıca, kariyerinde herhangi bir ilerleme kaydetmedi. Barbizon’da 2 ay geçirdikten sonra 1882’de meslektaşlarıyla birlikte Grez-sur-Loing’e yerleşti. Burası, sanatçı Karin Bergöö ile tanıştığı yerdir.
Keyifli Idylla
Karin de ayrıca bir sanatçıydı fakat evliliğinden ve 8 çocuğunu doğurduktan sonra çalışmayı bıraktı. Bununla birlikte, aile hızlıca Larsson’un da ilgi odağı haline geldi. En başarılı eserleri, bugünlerde sanat tarihindeki en ünlü sanatçı evlerinden biri olan evini resmetmektedir.
Çift, evini Karin’in babasından aldı. Evi, Sanatlar ve El Sanatları tarzında döşemeye devam ettiler. Carl ayrıca estetizm tarzında resim yaparken Karin dokuma işlerine odaklandı. Eserleri, 1890’lardaki renkli üretim teknolojisinin gelişimiyle popülerlik kazandı. Bundan dolayı, İsveçli bir yayınevi olan Bonnier, Carl Larsson tarafından resimlendirilmiş sulu boya çalışmalarını içeren kitaplar yayımladı. Kitaplar en çok satanlara bile girdi!
Yeni Bir Ev Olarak Galeri
Daha fazla başarılı olduktan sonra, Larsson sonunda Paris Salonu’na kabul edildi. Ayrıca Stokholm Operası’nın bekleme salonundaki birçok büyük duvar resmini bitirmek için görevlendirilirdi. Bununla birlikte İsveç Ulusal Galeri Komitesi, bir İskandinav efsanesini gösteren ve büyük salondaki merkezî merdivene yerleştirilecek olan Kış Ortası Fedası’nı yerleştirmeyi reddetti. Bu Larsson’u mahvetti çünkü o tablonun, kendisinin başyapıtı olduğunu düşünüyordu. Galeri nihayetinde, 8 yıl sonra bu tabloyu kabul etti.