Bir simge hâline gelmiş Büyük Piramitlerin arasında yer alan aynı derecede etkileyici ve Eski Mısır mühendisliğinin sembolü hâline gelmiş bir anıt: Büyük Gize Sfenksi.
Antik dünyada sfenksler sanatta yer alsa da bu koca heykel mitolojik yaratığın en iyi bilinen tasviri olmaya devam ediyor.
240 metre uzunluğundaki heykel, tek bir kireç taşından yüzlerce işçi tarafından biçimlendirilmiştir ve tek seferde boyanmıştır. Bu sembolik yapı binlerce yıl önce olduğu gibi durumda olmayabilir ama mühendisliğinden ve mirasından hâlâ öğrenilecek çok şey var. Şimdiki yazımızda, bu sembolik yapının tarihini ve nasıl yeniden ortaya çıkarıldığını keşfedeceğiz.
Sfenks Nedir?
Sfenks, birçok farklı kültürde bulunan mitolojik bir yaratıktır. Genellikle insan, kuş, kedi ya da koyun kafası, aslan gövdesi ve kuş kanatlarıyla temsil edilir. Fakat bu görünüşler bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir.
Antik Yunan hikâyesi Oedipus’ta sfenks, Tebai şehrini hileli bir bilmece ile koruyan çok korkutucu bir yaratıktır. Fakat sfenks, Yunan efsanelerinde kafası kadın şeklinde ve kötü niyetli olarak tasvir edilmişken Mısır efsanelerinde kafası erkek ve genellikle yardımsever bir güç olarak betimlenmiştir.
Büyük Sfenks’in Erken Tarihi
Büyük Sfenks, “Piramitler’in Çağı” olarak da anılan Eski Krallık’ta (tahmini MÖ 2686 – 2181) yapılmış en eski ve en büyük heykeldir. Nil nehrinin batı kıyısında yer alır ve yarı insan yarı aslan şeklinde, kafasında kraliyet başlığı ve şu an olmayan sakalı ile tasvir edilmiştir. İçinde Keops Piramidi’nin (Gize Piramidi olarak da bilinir), Kefren Piramidi’nin ve Mikerinos Piramidi’nin bulunduğu Gize Nekropolü olarak adlandırılan yapının bir parçasıdır.
Çoğu eski Mısırbilimcisi, Büyük Sfenks’in MÖ 2500 yıllarında Firavun Kefren için yapıldığını ve kendisinden sonra gelen hükümdarın beğenilerine göre biçimlendirildiğini tahmin etmektedir. Fakat bu monolitin ne amaçla yapıldığına ya da gerçek adına dair herhangi bir kanıt yoktur. Büyük Sfenks’in inşa edilmesinden binlerce yıl sonra – klasik antik çağda bir noktada ortaya çıkıyor ve görünüşünün mitolojik yaratığa benzemesinden dolayı “sfenks” olarak anılıyor.
Yeniden Keşif ve Restorasyon
İnşaatından yüzlerce sene sonra, Büyük Sfenks ve geriye kalan bütün Gize nekropolü kumların altına gömüldü ve unutuldu. 4. Tutmosis ve Büyük Ramses 2 gibi birçok firavun bölgede kazı yapmaya çalışsa da sonuçsuz kalmışlar.
Boynuna kadar kumlara gömülü olan Büyük Sfenks’in ilk modern arkeolojik kazısı 1800’lü yıllara kadar gerçekleşmedi. Giovanni Battista Caviglia tarafından öncülük edilen takım, Sfenks’in göğsüne kadar olan kısmı ortaya çıkaracak kadar kumu temizlemeyi başardılar. Kazılar 19. yüzyıl boyunca devam etti; sonunda, Büyük Sfenks’in geriye kalan vücudunun yanı sıra 4. Tutmosis’in dikili taşı da ortaya çıktı. 4. Tutmosis, Sfenks’i kaplayan kumu kaldırılmasının emredildiği bir rüya gördüğü kayıtlara geçilmiştir.
Sfenks’in Burnu Neden Kayıp?
Arkeologlar, Büyük Sfenks’i daha iyi bir görebildikleri ve mimarisini inceleyebildikleri için heykelin burnunun kasıtlı olarak ortadan kaldırıldığını keşfettiler. Napolyon Bonapart’ın ordusunun burnu yok ettiği yaygın bir yanlış anlamadır. 1700’lerdeki bir çizim burnun Napolyon’un gelişinden çok önce kaybolduğunu kanıtlıyor. Aslında modern arkeologlar, MS 3. ya da 10. yüzyıllar arasında yerinden alındığına inanıyorlar. Fakat yine de nedeni hâlâ tartışmalı.