BoJack Horseman‘da gözüken tüm sanat eserlerini derlemeyi amaçladığımız yazının yeni bir versiyonu ile karşınızdayız. Her güzel şeyin sonu olduğu gibi buna maalesef Bojack Horseman serisi de dahil. Bu yüzden yazıyı sadece final sezonunda gözüken eserlere ayırarak diziyi taçlandırmak istedik. Şanslıyız ki bu sezonda da sanata bol bol referans yapılmış.
Çeviren: Ayşenur Depe
22- Vincent van Gogh, Otoportre
Bojack’in Malibu’daki özel ‘’Pastiches’’ rehabilitasyon merkezindeki odasında; bir keçinin, van Gogh’un otoportresinin benzeri biçiminde resmedildiğini görüyoruz. İşin ilginç tarafıysa orijinal tablonun van Gogh’un gizemli ölümünden birkaç hafta önce yapılmış son otoportresi olabileceği. Akıl hastalarının çalışmalarını akla getiren garip dalgalı bir biçimde boyanmış mavi arka plan, bazı doktorlar için de tablonun psikotik semptomlar gösterirken yapıldığına dair bir kanıt niteliğindedir.
23- Nickolas Muray, Beyaz Bankta Frida, New York (2. Basım)
Bojack’in rehabilitasyondan arkadaşı Jameson H’in erkek arkadaşının salonunda Frida Kahlo’ya benzer bir tablonun asılı olduğunu görüyoruz. Frida’nın ikonik portrelerinden biri olan bu tablo aslında gerçekte bir fotoğraftır ve kadim dostu aynı zamanda aşığı Nickolas Muray tarafından çekilmiştir. İlişkileri, 1931 senesinde Muray ikinci karısından boşandıktan ve Kahlo’nun Meksikalı duvar ressamı Diego Rivera ile evliliğinden kısa bir süre sonra başlamıştır. Bu ilişki Muray’ın üçüncü evliliğinden, Kahlo’nun Rivera’dan boşanmasından ve bir yıl sonra 1941’de bitecek olan ikinci evliliklerinden daha uzun sürmüştür. Muray evlenmek istemiş fakat Kahlo’nun; onun, eşi olmasını değil de aşığı olarak kalmasını istediği ortaya çıkınca Muray durumu kabullenip dördüncü karısıyla evlenmiştir. Kahlo, 1954 senesinde ölene dek iyi birer dost olarak kalmışlardır.
24- Chicago Sanat Enstitüsü
Bu bölümde nihayet gerçek bir müzeyi görüyoruz. Final sezonunun üçüncü bölümünde; Diane, kameramanı Guy ile birlikte Chicago Sanat Enstitüsü’ne gider. Orada, müze koleksiyonun klasik parçaları önünde, hayatı boyunca Whitewhale şirketinin peşinde olan Tribune muhabiri Isabelle ile başkalarına çaktırmadan konuşurlar. Sahnelerin arasında, müzenin önünde alaylı sanatçı ve Amerika’nın ilk başarılı hayvan heykeltıraşçısı Edward Kemeys’in 1893 senesinde yaptığı Aslan’ının da yerleştirildiğini görüyoruz. Müzenin içine girdiğimizdeyse bazı popüler parçalar gözümüze çarpıyor: Noktacılık tekniğinin usta ismi Seurat’ın “La Grande Jatte Adası’nda Bir Pazar Öğleden Sonrası”, ünlü kadın empresyonistçilerden Mary Cassatt’ın “Çocuğun Banyosu” ve Winslow Homer’ın “Ringa Avı” bunlardan bazıları. Daha az bilinen diğer eserlerden bazılarıysa Georges Lemmen’in “Sanatçı’nın Kız Kardeşi’nin Portresi”, Jules Breton’ın “The Song of the Lark”ı Tanaka Atsuko’nun çağdaş parçalardan biri olan “Untitled”ı yer alıyor.
Elbette bu tabloların dizilişi hayali, gerçekte tablolar yan yana asılı değiller ama öyleyse de ne olmuş yani?
25- Vincent van Gogh, Kulağı Sargılı Otoportre
Malibu’daki bir başka rehabilitasyon merkezi Partridges’te, hastaların odası Patiches’tekine oldukça benziyor. Odanın iç tasarımı aynı fakat bir detay dışında: Duvarda bir başka van Gogh otoportresi görüyoruz lakin bu sefer kulağı sargılı olanı. Van Gogh, Paul Gauguin ile tartıştıktan sonra kulağını kesmişti. Boynundaki atardamarını yaralamış, çok kan kaybetmesinden dolayı da sağlık durumu kötüleşmişti. Hastaneye kaldırılmış ve sonrasında bu kriz esnasında yaptıklarına dair hiçbir şey hatırlamadığını itiraf etmiştir. Van Gogh, hayatı boyunca bazen akut paranoid tanısı konularak da bu tarz krizler geçirmeye devam etmiştir.
26- Tamara Lempicka
Bojack, on dördüncü bölümde Horsin’ Around’un baş yapımcısı Angela Diaz ile görüşür. Angela, zengin aynı zamanda da sosyetik biridir ve malikanesinin duvarında Tamara Lempicka’nın parçalarından esinlenilmiş tablolar yer almaktadır. Lempicka, en çok aristokratların ve zenginlerin Art Deco tarzı cilalı portleriyle ve son derece stilize edilmiş nü resimleriyle tanınmıştır. Libidosuyla gündeme gelmiş olan Lempicka, biseksüeldi bu yüzden hem erkeklerle hem de kadınlarla olan ilişkileri zamanında ayıp karşılanıyordu. Portrelerinde genelde biçimsel ve anlatımsal öğeler kullanırken nü çalışmalarında arzu ve cazibe temalarını tercih ediyordu. Tam da Diaz’ın zevkine uygun!
Hepsi bu kadardı! Dizinin sonuna geldik. Bojack Horseman’ın son bölümünde, sanatın anlamına ve amacına dair geçen diyaloğu da kaçırmamanızı tavsiye ediyoruz. Diyalog oldukça önemli fakat hâlâ doğru cevabı bulabilen kimse yok.
Eğer bizim gözümüzden kaçan sanatla ilgili herhangi bir referans varsa aşağıya yorum olarak yazmaktan çekinmeyin! (Beşinci sezondaki AliExpress’tekilere benzeyen şişman Buda heykelini saymıyoruz.)
Diğer sezonlarda gözüken tablolara bakmak için:
BoJack Horseman’da Gözüken Tüm Sanat Eserlerini Bir Araya Topladık