Berlin’de yaşayan ve aslen Türk olan sanatçı Ayşe Erkmen, 2020 yılında Ernst Franz Vogelmann Heykel Ödülü‘ne layık görüldü. Bu ödülü alan ilk kadın sanatçı olarak Kunsthalle Vogelmann’da yer alan ve ‘EINS. ZWEI. DREI’ olarak adlandırdığı EINS retrospektif sergisinde bu etkinlik için ürettiklerinin yanı sıra sergilenen heykelleri Not the Color It Is (Olduğu Renk Değil) (2014) Kuckuck (2003) heykelleri yer alıyor.
Ayşe Erkmen, doğrudan anlam ifade etmeyen ancak çeşitli duyguları ve geniş kapsamlı fikirleri birleştiren işler yaratmayı seviyor. Erkmen’in sanatsal vizyonunu gerçekleştirdiği bir sonraki zihniyetini anlamak için kendi karakterini ortaya koyduğu çalışmalarının birkaçına bakalım;
Sanat olsun ya da olmasın: Berlin’de Isınan Banklar (Warme Bänke)
Ayşe Erkmen, Isınan Banklar, 1997, Berlin, Almanya.
Warme Bänke (Sıcak Banklar), zarif sanat eserleri olmak ve sadece rahatlama aracı olarak hizmet etmek arasında gidip gelen Berlin’deki bir termik santralin yakınında bulunan bir dizi banktır. Bununla birlikte bu banklar, sadece endüstriyel alanın geri kalanıyla estetik olarak uyumlu değil aynı zamanda işlevseldir. Yakınlardaki termal istasyonun yardımıyla mahallenin geri kalanı gibi, banklar da kış aylarında ısıtılıyor. Yaz aylarında ise sadece gösterişli çelik banklar olarak işlev görüyorlar. Alanda bulunan mevcut kaynakları kullanmayı seven bir sanatçı kendisi. Erkmen burada, Berlin’de, soğuk kış günlerinde de biraz sıcaklık sağlayan bir dizi sanatsal bank tasarlamaya çalışmış.
Geçmişine Atıfta Bulunarak: Kreuzberg’deki, Evde (Am Haus)
Görsel sanatçı, hayatında ilk kez ülkesinden uzaklaştıktan sonra Evde‘yi tasarladı. İstanbul, Türkiye’de doğup büyüyen Ayşe Erkmen, 1994 yılında Almanya’nın Berlin kentine taşındı. Bu taşınma, sanatçılar için bir Alman akademik değişim programının bir parçasıydı. Burada, anadiline yabancılaşırken Türkçenin belirli dilbilgisi yönlerine ilgisinin arttığını anlatıyor. Örneğin, Türkçe’de birçok şeyi yalnızca son ekleri değiştirerek açıklığa kavuşturulabiliyor. Ayşe Erkmen, Türkçe dilinde bir olayın arkasına -miş koyarak başka bir anlam elde edilebiliyor olmasıyla duygusal bir bağ kurmuş. Bu nedenle Erkmen, Kreuzberg mahallesindeki bir binayı fiillere eklenen -miş fiil eki ile süsledi. Bu fiil çekimi, bir eylemin uygulanmasına özne tarafından tanıklık edilmediği, yalnızca bir başkasından duyulduğu veya bir durumdan çıkarıldığı anlamına gelir. Bu küçük ekin böylesine ayrıntılı bir açıklama yapma gücünden etkilenen sanatçı, bir konut binasının cephesini bu ekin tüm çekimleriyle kaplamaya karar verdi.