Tam da bugün, 29 Mayıs’ta, 567 yıl önce güzel İstanbul fethedildi. Biz de bu yazıda İstanbul’u kompozisyon olarak almış ressamların resimlerini derledik. Kimi zaman Osmanlı sultanlarının isteği, kimi zaman ise başka nedenlerden dolayı İstanbul’a gelen ve büyülü şehrin dokusundan etkilenerek İstanbul’u tuvaline işleyen ressamların birbirinden özel resimlerini bir araya getirdik.
Antoine de Favray, 1762’de İstanbul’a gelmiş ve 1771’e kadar İstanbul’da kalmıştır. Favray, ressam olmasının yanı sıra Malta Şövalyeleri’nden biridir. Fransızlar adına Osmanlı’da casusluk yaptığı da söylentiler arasındadır.
Ermeni asıllı Rus ressam Ivan Ayvazovski, 1845-1890 yılları arasında Sultan Abdülmecid’in davetiyle İstanbul’a bilindiği kadarıyla dört defa geldi. Dolmabahçe Sarayı için sipariş edilen resimleri yaptı. Beşiktaş’ta bulunan Resim Müzesi’nde, Ayvazovski’nin eserlerine ait salonu ziyaret edebilirsiniz.
Amedeo Preziosi, 1844’lü yıllarda İstanbul’a gelmişti. İstanbul halkını, çarşılarını, mezarlıkları, dergâhlarını resmetti. İstanbul’a olan sevgisi, tablolarına birbirinden renkli, canlı ayrı bir ruh kattı. Yeşilköy’de bir av kazasında hayatını kaybetti ve İstanbul’da da defnedildi.
Antoine Ignace Melling, 1784’te İstanbul’a gelmiştir. III. Selim’in kız kardeşi olan Hatice Sultan’ın Ortaköy’deki Sarayı’nın iç dekorasyonunu yapma görevini üstlenmişti. Hatice Sultan’la sık sık mektuplaşmışlar. Hatice Sultan, bu sürede latin harflerini öğrenip öyle yazmış mektuplarını. Ressam, eserlerinde Boğaziçi’ni bol bol tasvir etmiştir.
Félix Ziem, 1848’te İstanbul’a gelmiştir. Resimlerinin teması genel olarak sultanları, haremi, Haliç’i, Boğaz’ı, kayıkları ve kır gezilerini içermektedir.
Leonardo de Mango, 1883’te İstanbul’a gelmiştir. Geldiği günden ölümüne kadar İstanbul’da yaşamıştır. İstanbul’un kıvrımlı kıyılarında yer alan Fenerbahçe’yi, Üsküdar’ı resmettiği tablolarında düşsel görünümler oluşturur. Resimlerinde Boğaziçi, Sarayburnu’nun yanı sıra geleneksel Müslüman hayatını resmetmiştir.
Thomas Allom, II. Mahmut döneminde İstanbul’a gelerek buradan başlayıp Orta Doğu ülkelerinin bir kısmını gezmişti. Resimlerini canlı, ayrıntılara önem vererek yapar. Aşağıdaki Haliç’ten İstanbul görüntüsünün detaylarının ne kadar gerçeğe yakın olduğunu fark edeceksinizdir.
Rudolf Ernst, 1885 yılında İstanbul olmak üzere Fas, İspanya ve Orta Doğu’ya gitmiştir. Genelde hayalî harem, cariye tasvirleri ile bilinir. Bu resmi ise genel çizimlerinin tam tersidir.
Alberto Pasini, İstanbul sokak manzarası, peyzaj, harem gibi konuları tasvir etmiştir. 1860’lı yıllarda Sultan Abdülaziz’in istediği resimleri yapmak üzere İstanbul’a gelmiştir. Bu tablo, 2013’te Londra’da bir müzayede sırasında 482 bin 500 sterline satılmıştır.
Pasini’nin dikkat çeken resmi Çeşme Yanında, İstanbul’un doğal sokak görüntüsü yansıtılıyor. İnsanlar ve atlar neredeyse bir fotoğrafmış gibi gözüküyor. Kompozisyona hâkim olan, tipik Türk kasaba ve şehirlerindeki halka açık meydanlarda bulunan dairesel, kubbeli bir rokoko çeşmesidir. Osmanlı ‘çeşmeleri’, daha çok süslü kamu muslukları gibidir. Bazen ikramların servis edileceği bir sayaç veya sebil eklediler. Burada, bir adam bir oyma mermer havzanın üzerinde su içmektedir.
Ippolito Caffi, 1840’lı yıllarda Yunanistan, Anadolu, Ortadoğu’yu kapsayan bir gezi yapmıştı. Bu tablo, 2013’te Londra’daki bir müzayede sırasında 338 bin 500 sterline satılmıştı.
Jean Baptiste Hilaire, Ertuğrul Günay, Kültür Bakanlığı sırasında Elçiler ve Ressamlar Sergisi’nde gördüğü bu resmi delil gösterip suç duyurusunda bulundu. Çünkü resimde o dönem Fransız Büyükelçisi Choiseul-Gouffier’in topladığı eserlerin gemiye yüklenmesi konu ediliyor. Hilaire, bu resmin altına “antik eserlerin yüklenmesi” yazmış. Hilaire, Fransız Büyükelçisi Choiseul-Gouffier ile 1776 yılında Osmanlı topraklarına gelmişti.
Türk ressamlardan devam etmek icap ederse sizlere Sami Yetik’in bir İstanbul manzarasını sunmak isterim.
Üsküdarlı ve Hoca lakaplarıyla anılan Ali Rıza Bey, 1858 yılında İstanbul’un Üsküdar ilçesinde doğmuştur. Aile büyüklerinin genellikle asker ve bürokrat olmasının yanında çeşitli sanat dallarıyla uğraşmaları, Hoca Ali Rıza’nın da resim sanatını keşfetmesinde önemli rol oynamıştır. Çocukluğunda okul kitaplarına yaptığı resimleri hiçbir zaman atmayarak ömür boyu bu çocukluk hatıralarını saklamıştır.
İbrahim Safi, 1898 yılında Azerbaycan, Nahçıvan’da doğdu. Dünya Savaşı sırasında ailesiyle İstanbul’a geldi.
Kaynak: http://www.leblebitozu.com/osmanli-istanbulunun-resmini-yapan-19-yabanci-ressam/