Bu haftanın incelenecek eseri, Metropolitan Sanat Müzesi’nde bulunan Muhteşem Sultan Süleyman’ın Tuğrası adlı resimdir.
Osmanlı İmparatorluğu; sarayları, zengin mutfağı, ipekleri ile dolu bir âlemdi. 16. ve 17. yüzyıllarda en güçlü zamanlarına ulaştı ve ulusları, dilleri birkaç kıtaya yayıldı. Afrika’nın kuzey kıyısını, Orta Doğu ve Güneydoğu Avrupa’yı kapsıyordu. Bu engin ve varlıklı zamanların zirvesinin hükümdarı Padişah Kanuni Sultan Süleyman’dı. Sanatın muhteşem bir hamisiydi ve Muhteşem Sultan Süleyman’ın Tuğrası o sanatın örneklerinden biridir. Avrupa, Kanuni Sultan Süleyman’a “Muhteşem Süleyman” diyordu. Bu Osmanlı resmini orada bulunan sanat tarihi araştırmacılarının ağzından dinleyerek keşfedelim.
Tuğra; padişah kararnameleri, hibeler ve yazışmalar gibi tüm resmî belgelerde kullanılan sultanın resmî bir mührüdür. Padişah mührünün resimli doğasını, padişah imzasının yazılı doğası ile harmanlar. Tuğra, tıpkı bir taç veya tahtın bir Avrupa hükümdarının sembolü olması gibi sultanın otoritesinin sembolüdür. Bununla birlikte, birbirini takip eden birçok saltanatta sabit kalabilen bir Avrupa tacı veya tahtının aksine tuğra her Osmanlı padişahı için kişiselleştirilmiştir. Osmanlı padişahı yükselişte tuğranın kendi versiyonunu tasarlayacak ve bu kişisel tuğrayı saltanatı boyunca kullanacaktı. Bu yazımızda yer verdiğimiz tuğra, Kanuni Sultan Süleyman’ın tuğrasıdır ve tasarımı gerçekten muhteşemdir!
Kanuni Sultan Süleyman’ın saltanatı 1520’den 1566’ya kadar sürmüştür. Bugünkü makalede yer alan tuğra, saltanatının sonlarına, 1555-1560 yılları arasında uzanıyor. Muhteşem Sultan Süleyman Tuğrası‘nın cesur çizgilerinde, renklerinde bir olgunluk ve karmaşıklık vardır.
Kanuni’nin tuğrası, önceki ve daha az entelektüel hükümdarlıkların basit tuğrası gibi değildir. İlk tuğra 1324’te Süleyman’ın atası Sultan Orhan Gazi tarafından icat edilmiştir. Sultan Orhan Gazi’nin tuğrası, tek siyah mürekkep kullanımı, Kanuni Sultan Süleyman tuğrasına kıyasla daha basit durur. Sultan Süleyman’ın tuğrasının çiçek ve yaldızlı güzelliği modern bir imza gibi faydacı* bir his uyandırmaktadır.
Muhteşem Sultan Süleyman’ın Tuğrası’nın özenli tasarımı kobalt mavisi mürekkebi kullanılarak geliştirilmiştir; gök mavisi, gül pembesi, yosun yeşili sulu boyaları ve altın varak. Her boşluk çiçekler, yapraklar ve spirallerle dolu olduğu için kompozisyon boyunca boşluk göremeyiz. Bununla birlikte, organik motifler tuğrayı gözlere çok meşgul ya da sarsıcı hale getirmez. Aslında, narin çiçekler ve yapraklar mürekkep fırçasının cesur darbeleriyle güzel bir kontrast oluşturur. Çalışmayı mavi çizgilerin zarif desenleriyle karşılaştırıldığında daha dikkat çekici ve daha güçlü görünmesini sağlayan bir ölçek hissi oluşuyor. Uyum, sempatik desenleri ve tamamlayıcı renkleri ile elde edilir.
Gül, karanfil, saz yaprağı ve bitki parşömeni kullanımı Muhteşem Sultan Süleyman’ın Tuğrası‘nı Saz Tarzının mükemmel bir örneği yapar. Bu tarz, 16. yüzyıl Osmanlı sanatında popülerdir ve soluk arka planlara karşı canlı çiçek kompozisyonlarının kullanımı ile bilinir. Tarzın ihtişamı, sol alt köşede görünen bir Arapça yazıyla tamamlanır. Sağdan sola yazılmıştır ve “her zaman muzaffer olan Sultan Selim Han’ın oğlu Sultan Süleyman” olarak Türkçeye çevrilebilir. Süleyman’ın kendi görkemli saltanatını öven babasının soyunu vurgular. Ayrıca yazılar sayfayı altın renginde şıklıkla süslüyor. “Yazma eyleminin saflığı ruhun saflığıdır” diyen eski bir Arap atasözü vardır. Belki de Süleyman tuğrasını oluşturmaya başladığında ruhun saflığını sağlamaya çalışıyordu. Niyet ne olursa olsun, Kanuni Sultan Süleyman’ın sofistike tuğraları güçlü Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlü bir sembolüdür.
*Çekici olmaktan ziyade kullanışlı veya pratik olacak şekilde tasarlanmıştır.