Kahve Sevginizin (Veya Nefretinizin) Arkasındaki Biyoloji

Günü geçirmek için diğerleri sadece bir fincan kahve ile mutluyken neden bazı insanlar 3 fincan kahveye ihtiyaç duyuyormuş gibi hissediyor? Neden bazıları tümüyle kahve içmekten kaçınıyor? Yeni bir araştırma, aldığımız kahve miktarının – Amerika’da su, soda, çay ve biradan daha popüler bir içecek- genetik birimi ve çevre arasındaki olumlu geri bildirim döngüsü tarafından etkilendiğini öne sürmektedir.


Çeviren: Simge Şahin

”Dağılıma özgü kalıtım” olarak da bilinen bu fenomen, ayrıca kolestrol levelleri ve vücut ağırlığı ile de ilişkilendirilmiştir ve insan psikolojisi ile davranışsal özellikleri içinde de bir rol oynadığı düşünülmektedir.

Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı’nda istatik uzmanı olan Paul Williams, ”Görünen o ki çevresel faktörler bir nevi genlerinizin etkili olmaya başladığı temelleri oluşturmaktadır.” Eğer çevren -mesela iş arkadaşların veya eşin çok kahve içiyorsa ya da çok fazla kafeterya olan bir bölgede yaşıyorsan- seni daha çok kahve içmeye yatkınlaştırırsa sahip olduğun kahveyi sevdirme eğilimi olan genler daha büyük bir etkiye sahip olacaktır. Bu iki etken sinerjiktir.

Williams’ın Behavioral Genetics dergisinde yayınlanan bulgular, yaşam tarzının ve genetiğin kalp damar rahatsızlığı oranını nasıl etkilediğini araştırmak için 1948’de Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından başlatıldı. Bu bulgular ünlü, devam eden bir çalışma olan Framingham Kalp Çalışmasından, 4.788 çocuk-ebeveyn çifti ve 2.380 kardeşin analizinden gelmektedir. Massachusetts, Framingham’dan özgün bir grupla ilişkili olan katılımcılar, her üç ila beş yılda bir diyet, egzersiz, ilaç kullanımı ve tıbbi geçmiş hakkında ayrıntılı bilgi sunmaktadırlar. Çalışmanın verileri insan sağlığının birçok yönüyle ilgili binlerce araştırmada kullanılmıştır.

Williams, katılımcıların kahve içmesinin ne oranda genetik tarafından açıklanabileceğini ve dış etkenler tarafından neyin etkilenmesi gerektiğini hesaplamak için kuantil regresyonu adı verilen istatistiksel bir yaklaşım kullanmıştır. Geçmiş araştırmalar, kahve içmeyi etkileyen en önemli çevresel faktörlerin kültür ve coğrafi konum, yaş, cinsiyet ve kişinin tütün içip içmediği olduğunu göstermiştir.

Bu analiz kahve alımının %36 ila %58’inin (buna kesin olarak neden olan genler bilinmese de) genetik olarak belirlendiğini göstermiştir. Bununla birlikte Williams’ın “kahve içme dağılıma özgü bir davranıştır” hipotezini doğrulayan, bir ebeveynin kahve içmesi ile çocuğunun kahve içmesi arasındaki ilişki, her bir çocuğun kahve tüketimi dağılımı için giderek daha güçlü hâle gelmektedir (örneğin, günde sıfır bardak, bir ila iki bardak, iki ila dört bardak, beş veya daha fazla bardak).

Berkeley Labarotuarı Moleküler Biyofizik & Birleşmiş Biyogörüntüleme (MBIB) bölümü personeli Williams, ”İnsan genomunun şifresini çözmeye başladığımızda, DNA’ları okuyabileceğimizi ve genlerin nasıl davranışlara, tıbbi durumlara ve benzerlerine çevirildiğini anlayabileceğimizi düşündük. Ama bu işe yarayan bir yol değildi.” demiştir.

”Kahve içmek gibi birçok davranışın güçlü genetik bileşenleri olduğunu biliyoruz. Fakat DNA’nın kendisine bakmaya başladığımızda, genellikle davranışların çeşitliliğini yalnızca genlere dayandırabildiğimiz çok küçük bir yüzdelik buluyoruz.

Genetik araştırmadaki geleneksel varsayım, kişinin çevresi ve yaşam tarzının gen ekspresyonu seviyesini tutarlı ve ölçülü şekillerle değiştirmesi ve sonuçta fenotip olarak adlandırılan davranışın dışavurumunu yaratmasıdır. Fakat Williams’ın istatistik çalışması durumun daha karmaşık olduğunu göstermektedir ve bu da gerçek dünyada gördüğümüz davranışların çeşitliliğini açıklamaya yardımcı olmaktadır.

MBIB bölümü yöneticisi Paul Adams, “Bu istatistiksel çalışmalar, Berkeley Laboratuarı biyobilimcilerinin genler ve çevre arasındaki ilişki hakkında daha fazla bilgi edinmek için yürüttükleri genomik araştırmalarını tamamlıyor.” diye belirtmiştir.

Williams daha sonra dağılıma özgü kalıtımın alkol tüketiminde ve akciğer fonksiyonunda rol oynayıp oynamadığını incelemeyi planlıyor. ”Bu, şu an açılan yepyeni bir keşif alanıdır. Bence, genlerin kişinin davranışlarını nasıl etkilediğini düşünme şeklimiz çok temel bir şekilde değişecek.”

Kaynak: https://medicalxpress.com/news/2020-03-complex-biology-hatred-coffee.html

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir