Vaazdan Sonraki Hayal, sanatçının Brittany’de ürettiği en önemli eserlerden biridir. Gauguin’in egzotik olarak gördüğü Breton köylüleri bu eserde düz silüetler olarak işlenmiş, parlak renklerle ve basitleştirilmiş şekillerde boyanmış sıradan tiplerdir.
Çeviren: Abdulkadir Bekdemir
Eser, Japon gravürlerini hatırlatan büyük bir diyagonal ağaç gövdesi ile iki bölüme ayrılmıştır. Ön plan, geleneksel Breton kostümleri giymiş, kalabalıktan dönen kadınlarla doludur. Arka planda kavga eden iki karakter görürüz. Zemin kırmızıdır, kan kırmızısı. Yakup’un Melekle Güreşi olarak da bilinen Vision’da Bretonlu kadınlar, Yaratılış 32:22-31’de tasvir edilen Yakup’un sonradan bir melek olduğu anlaşılan yabancıyla güreşini gözlemliyor. Gauguin bu münasebetle bu dindar kadınların ve rahibin inançlarının geçmişin mucizevi olaylarını görmelerini sağladığını öne sürüyor.
Kırmızı zemin aslında Jabbok Nehri’dir. Bu İncilsel bağlamda kırmızı alan önemlidir; mücadele ve barış topraklarını birbirinden ayırır. Geleneksel olarak İncilsel hikâye Yakup’un vicdanı ve diğer erkeklerle mücadelesini gösterirken melek tarafından temsil edilen tanrı gerçeği ve kurtuluşu ifade eder. Mücadele ve meleğin kutsamasının ardından Yakup nehri geçer ve vadedilmiş topraklara doğru (resmin uzak arka planında görüldüğü gibi) yolculuğuna devam eder.
Eser sembollerle doludur. Eserdeki elma ağacı (Cennetteki bilgi ağacı?) insanın iyi ve kötü ayrımındaki kararını (Adem ve Havva’yı hatırlayın) sembolize ediyor. Yemyeşil yapraklar aynı zamanda insanın kurtuluş vaadi ve Cennet’e dönüşünü sembolize ediyor. 12 Bretonlu kadın ve bir rahip olayı izlemektedir. 12, İsrail’in 12 kabilesini kuran Yakup’un evlatlarını temsil eder bu yüzden önemli bir sayıdır.
Solda gördüğümüz inek, insanın kurtuluşunun yollarını ortaya çıkaran semboldür; yalnızca emek ve çalışmayla kurtuluş elde edilebilir. Ayrıca, boynuzlu hayvanların koruyucusu sayılan dört Breton azizinin sembolüdür: Aziz Cornley, Nicodeme, Herbot ve Theogonnie.
Gaugin bu çalışması hakkında 1888’de Van Gogh’a bir mektup yazar:
Bir grup Bretonlu kadın, yoğun siyah elbiseler ve çok parlak sarı beyaz şapkaları içinde dua ediyorlar. Sağdaki iki şapka tuhaf kasklar gibi, tuvalin içinden koyu mor bir elma ağacı geçiyor ve yapraklar zümrüt yeşili bulutlar gibi kütleler halinde güneşli sarı-yeşil yarığa çekiliyorlar. Zemin saf kızıl. Kilisede renk zayıflıyor, kızıl kahve oluyor. Melek koyu deniz mavisi Yakup ise cam yeşili giyinmiş. Meleğin kanatları saf krom sarısı, saçları krom ve ayakları turuncu. Renklerde sanırım çok sade, rüstik ve batıl seçimler yaptım; hepsi çok şiddetli. Ağacın aşağısındaki inek gerçeğe kıyasla ufak. Bana göre bu resimdeki manzara ve güreş sadece vaazdan sonra dua eden insanların zihinlerinde var. Bu yüzden doğal insanlar ve doğaüstü orantısız bir manzaradaki güreş maçı arasında bir zıtlık var.
Bu eser Gaugin’in sanatçılık kariyerinde bir dönüm noktası olmuştur. Paul Serusier, Emile Bernard, Charles Laval, Louis Anquetin, Armand Seguin, Jacob Meyer de Haan’ın bulunduğu Pont-Aven Okulu’nun lideri olmuştur. Pont-Aven’de Gauguin ve Bernard tarafından geliştirilen stil Sentesizm olarak biliniyordu çünkü bu stil şekilleri sentezliyor veya birleştiriyordu ve Empresyonizmden farklı olarak yeni eserler üretiyordu.
Sadık temsiliyetten vazgeçme, sanatçının konuyla ilgili hafızasına ve duygularına dayanan bir eserin yaratılması, saf rengin cesurca uygulanması, perspektifin ve gölgelemenin dahil olduğu birçok ilkeye dayalıydı. Burada bahsi geçen her şey Paul Gauguin’in Vaazdan Sonraki Hayal eserinde görülebilir.
Gauguin bu tabloyu iki yerel kiliseye hediye etmek istedi ancak ciddi olmadığı veya cemaati korkutacağı düşüncesiyle reddedildi. Şimdi bu eser Edinburgh İskoçya Ulusal Galerisi’ne ait. Ziyaretçileri korkutup korkutmadığını söylemek zor.
Kaynakça: http://www.dailyartmagazine.com/paul-gauguin-the-vision-after-the-sermon/