Haftanın Tablosu: Ölüm ve Yaşam, Gustav Klimt, 1911

Ölüm, birçok sanatçı için büyüleyici bir temadır. Sık sık, kurbanın ölümüne neden olan Grim Reaper adlı yaşayan bir iskelet olarak bilinen, kişileştirilmiş bir kuvvet olarak tasvir edilmiştir. Buna karşılık, bazı hikayelerdeki insanlar Ölüm’ün ziyaretinden kaçınarak ya da Ölüm’ü rüşvet ya da hile ile savuşturmak suretiyle hayata tutunmaya çalışırlar. Ama görsel hayalgücünün bu kısmında ölümün gelişi, bugünün resimlerinde öyle olmayacaktır.

Bugün size takdim edeceğimiz haftanın tablosu, 1911 tarihinde Gustav Klimt tarafından yapılmıştır. Birkaç yıl önce dünya, Birinci Dünya Savaşı’ndan ve Klimt’in ölümüne yol açan İspanyol nezlesinden önce ateşe verilmiştir. Oldukça ironik olmasına karşın, Sanatta ölüm kişileştirmeleri çoğunlukla Orta Çağlar’da veba salgınları kaynaklarında hatırlanır.

Gustav Klimt, Ölüm ve Yaşam, 1910-15, Leopold Müzesi, Viyana

Fakat bu resim farklıdır. Ölümün yanında, “hayat” a kötü niyetli bir sırıtışla baktığımızda, canlı ve umutlu bir izlenim uyandıran insan dalgasını görüyoruz. Çıplak vücutlar bir araya toplanmış ve renkli bir çiçek ve süsleme bolluğuyla çevrelenmişler. Her yaş grubu, hiç bitmeyen yaşam döngüsünün bu tasvirinde, bebekten büyükannesine herkesin temsili var. Ölüm, bireyleri hayattan çekebilir, ancak yaşamın kendisi- bir bütün olarak insanlık- her zaman onun kavrayışından kurtulacaktır. Cesur bir bileşimde, görüntü, Viyanalı sanatçının insan hayatının döngüsünü örneklediği evrensel bir alegoriyi temsil eder. Hayat çemberi kendini tekrar eder.

Gustav Klimt, Ölüm ve Yaşam, detay, 1910-15, Leopold Müzesi, Viyana

Ama Büyük Savaşa geri dönüyoruz.Birinci Dünya Savaşı işaretini bıraktı buraya. Bilinmeyen nedenlerden Klimt, 1915 yılında, savaşın ikinci yılında resmini yeniden düzenlemeye karar verdi. Aynı zamanda bu, son günlerine kadar birlikte yaşadığı annesinin öldüğü yıldı. Özellikle ölüm tasviri temelde değişmişti. Ayrıca halk kitlelerine çeşitli figürler eklemiş ve arkaplanı tekrar boyamıştır.

Gustav Klimt, Ölüm ve Yaşam, detay, 1910-15, Leopold Müzesi, Viyana

Hem insan grubu hem de ölüm, Klimt için tipik olan çok dekoratif bir şekilde işlendi. Ünlü “Altın Dönemi”nin yankısını görebiliriz (Öpücük tabii ki bu dönemin en ünlü şaheseridir). 1903’te Klimt, iki kez Ravenna’ya gitmiştir ve burada San Vitale’nin mozaiklerini, resimlerinde Bizans etkisini belirgin hale getirmiştir. Ölüm ve Yaşam’da süsler ve onların renkleri anlamlarını taşıyor – Ölüm’ün burnundaki siyah haçlar, çiçeklerle dolu insan figürlerinin parlak çevresine karşı çıkıyor.

Gustav Klimt, Ölüm ve Yaşam, detay, 1910-15, Leopold Müzesi, Viyana

Gustav Klimt, Roma’daki 1911 Uluslararası Sanat Sergisinde birincilik ödülüne layık görülen bu tabloyu, en önemli figüratif çalışması olarak nitelendirdi.

Ölümü bir tehdit olarak görmek yerine, onu ölümlülüğün bir kabulu olarak görüyoruz. Zevk, güzellik, gençlik ve dinginlik anları, umut ve kabul. Yaşam çemberi en azından vizyonunda kendini tekrar eder.
Kaynakça:http://www.dailyartmagazine.com/gustav-klimt-death-and-life/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir