Gabriele Munter (1877-1962), Berlin’de doğmuş, manzara resimleriyle ve renkleri kullanış biçimiyle tanınan Alman Ekspresyonist ressamdı. Küçük bir çocukken resme olan aşkını geliştirmişti ve ailesi Munter’in ressam olma hayali peşinden koşmasını desteklemişti. Gabriele Munter, Kadın Sanat Okulu’nda okumuştu çünkü o dönemde kadınların daha prestijli Alman Akademilerine katılmasına izin verilmezdi. Anne ve babası Munter daha 21 yaşına gelmeden hayatını kaybetmişti ve ailesinden kalan sağlam bir miras ile Munter, seyahat etmekte, sanatının peşine düşmekte ve hayatını kurallar olmadan yaşamakta özgürdü.
Munter, Münih’te bir çok sanatsal teknik geliştirdiği Phalanx Okulu’nda okudu ve okulun direktörü olan Vasily Kandinsky ile romantik bir ilişki yaşamaya başladı. Munter, Kandinsky için “Resim yapmaya başladığımda bir anda derin sulara atlamış gibiydim ve yüzmeyi başarabileceğimi önceden hiç bilmiyordum. Bana yüzme tekniklerini öğreten ise Kandinsky’ydi.” demiştir. İlişkileri 12 yıl sürdü ve bu ilişki Munter’in hayatını çok derin bir şekilde etkiledi. 1911’de Munter, Kandinsky, Franz Marc ve diğer Avangardist sanatçılar Münih’teki Der Blaue Reiter’i (Mavi Süvari’yi) yarattılar. Grubun yaptığı bu çalışma farklıydı ancak özgür düşünce ve manevi dışavurum ile kendini gösterdi.
Munter tarafından yapılan “Kuşların Kahvaltısı” (1934) adlı bu güzel tabloda bir kadın (büyük ihtimalle Munter’in kendisi), sırtı dönük bir şekilde kahvaltı için masada oturmaktadır. Resim, Munter’in Ekspresyonist tarzını kalın, hızlı fırça darbeleri, karanlık çizgiler ve sıkıştırılmış alan ile yansıtmaktadır. Munter’in kendine has olan renk sevgisi, resimlerinde kullandığı mavilerin, sarıların ve pembelerin tonlarında görülmektedir. Kalın çerçeveli pencerenin önünde oturan kadın, izleyicinin bakış açısına göre hapsedilmiş veya rahatmış gibi hissettirebilir. Munter, sakince kadının önündeki manzarayı yansıtırken, kadın karla kaplı ağaçları ve dallarda oturan kuşları görebiliyor. Ya da resim duygusal olarak izole edilmiş bir kadın olarak görülebilir, sahnenin soğukluğu kendi hislerinin bir yansıması olabilir. Her iki durumda da Munter güçlü bir ressamdı, hayatını taviz vermeden yaşamış ve hayallerinin peşinden gidebilecek bir kadındı.
Kaynakça: http://www.dailyartmagazine.com/gabriele-munter-breakfast-of-birds/