156 sene önce, bir kış gününde Wassily Kandinsky Moskova’da dünyaya geldi. Kandinsky en çok da merkezi Münih’te bulunan ve sanatın insanlığı kurtaracağına inanan uluslararası yenilikçi bir grup olan Der Blaue Reiter (Mavi Süvari) ile ilişkilendirilir. Fakat, bu Rusya doğumlu sanatçının lider olmasından ve resmi soyut kavrama doğru çeken grubun ana kuramcısı olmadan önce, Kandinsky, Seurat’nın Noktacılığı ve Matisse’in Fovizmi’nden etkilendiği muhteşem şekilde hayat dolu bir tarzda resim çiziyordu. Dahası, onun kanvasının renkli dünyaları benim için kışa özgü ve büyülü olan Rus masallarının ruhani havasının içine dalıp gidiyor. Kandinsky Rus masalları atmosferi sizi de büyüleyecek!
Kandinsky çok yetenekli bir yazardı ve sanatın gelişmesini etkileyen ve 1912’de yayımlanan en önemli romanın adı Sanatta Ruhsallık Üzerine’dir. Bu alıntı, kitapta sanatın rolü üzerine kendi fikirlerini birleştirdiği en önemli alıntılardan biridir:
“Renk, ruh üzerinde doğrudan etki yaratmanın bir yoludur. Renk tuş takımıdır, gözler tokmaktır, ruh birçok teli olan piyanodur. Sanatçı ruhta sarsıntıya neden olmak için bilerek bir tuşa veya diğerine dokunarak çalan ellerdir.”
1918’de şunları söyledi:
“Kulaklarınızı müziğe ödünç verin, gözlerinizi resme açın, ve… düşünmeyi bırakın! Sadece kendinize bu eserin şimdiye dek bilmediğiniz bir dünyaya adım atmanızı sağlayıp sağlamadığını sorun. Eğer cevabınız evet ise daha başka ne istiyorsunuz ki?”
Bu büyüleyici eser Hinterglasmalerei adı verilen cam üzerine ters yağlı boya tekniği ile Bavyera halkı tarafından yapılmıştır. Bu, bir sanatçının izleyicinin algısını dikkate alarak tersine çizim yapması anlamına gelir. Bu sahne erken sembolizm tarzında boyanmış soylu hanımları, süvarileri, at binicilerini ve kadın savaşçıları betimleyen, birçok sahneden birisi. Kandinsky buna bagatelle demiştir.