Bauhaus Sanat ve Tasarım Okulu, programlarında sanatsal egzersizlerinin olduğu, açık havada (en plein air) resim yapılan ve aynı zamanda Kelt desenlerinin dikiş nakışlarıyla çantaları süslemeyi öğreten, demir bir parçadan kolye süsü üreten bir sanat okuluydu. Dünyayı daha iyi hâle getirmek, güzelleştirmek ve geliştirmek için ellerinden geleni yaptılar.
Dünyanın en seçkin ve çağdaş mimarlarını, sanatçılarını bir araya getiren Yüksek Okul Bauhaus, 25 Nisan 1919’da Weimar’da kuruldu. Günümüzde Bauhaus, bu eğitim kurumunda okuyan ve ders veren sanatçıların birlikteliğini ve Konstrüktivizm temelli belirli bir mimari üslubu ifade eden bir terimdir. Bauhaus öncesinde, sanat öğrencileri geleneksel düşünceleri kırmakta zorlanıyorlardı. Derslerde zorunlu olarak sanat tarihini, sulu boya resimleri ve antik heykellerin kopyalanmasını işliyorlardı. Buna karşıt olarak Bauhaus öğrencileri, geometrik figürlerle gösteriler yaptılar, sınıfları için mobilya ürettiler, öğretmenleri için binalar yaptılar. Kendi saçını kesip heykellerinde kullananlar bile vardı.
Buhran sırasında, Okulun profesyonel materyalleri karşılayamadığı zamanlarda, giriş dersinin öğretmeni olan Johannes Itten, öğrencilerini ilginç bir şey bulmaları ve buldukları şeylerin doğasını anlamaları için bir hurda yığınına gönderdi. Jonathan Itten, Budizm ve Mistisizmin takipçisidir. Başını tıraş etmiş ve bir keşiş görünümüne girmiştir. Bauhaus öğrencilerine büyük katkısı olmuştur. Dersinin amacı bir formun ve bir rengin ifade potansiyelini, materyali anlamaları, yaratıcı güçlerini ve duygularını nasıl kontrol edeceklerini öğretmektir.
Bauhaus, gerçeğe dönüşen hayalleri temsil ediyor. Nesnelerin dünyası ile gerçek deneyler yapmayı amaçladılar ve yalnızca sanattan değil aynı zamanda toplumsal bir devrimden de umutluydular; Dünya değiştikçe, insanın da değişmesi kaçınılmazdır.
Bauhaus’taki öğretmenler sanatsal dünyayı yaratan Paul Klee, soyut resmin mucidi Wassily Kandinsky, geometrik şekiller tiyatrosunun kurucusu Oskar Schlemmer gibi zanaatkârlar ve avangard sanatçılardan oluşuyordu. Bauhaus’ta çalışırken kendi öğretim yöntemlerini geliştirdiler ve son teknoloji sanat teorileri üzerinde çalıştılar. Öğretmenlerin eserleri burada yayımlanırdı ve Bauhaus kitabına eklenirdi.
Bauhaus, Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra buhran, kontrolden çıkmış enflasyon ve umutsuzluk döneminde kuruldu. Weimar’daki Grand Ducal Saxon Güzel Sanatlar Koleji dört yıldır çalışmıyordu ve yeniden inşa edilmesi ve canlandırılması gerekiyordu. Genç bir mimar olan Walter Gropius, Kolej’e müdür olarak atandı ve aynı zamanda Dresden Güzel Sanatlar Akademisi’ne atandı. Bu okulda sanatçılar-zanaatkârlar için yeni bir öğretim modeli geliştirildi.
1919’da Gropius yeni okulun adını icat etti, Bauhaus – bir inşaat eviydi – ve okul ve eğitimin ana fikrini içeren Bauhaus programını ve eğitim ücretini açıkladı; Tüm görsel sanatların nihai amacı, eksiksiz bir yapıdır! Binaları süslemek bir zamanlar güzel sanatların en asil işleviydi; büyük mimarinin vazgeçilmez unsurlarıydılar. Bugün sanatlar ancak tüm zanaatkârların bilinçli, işbirliğine dayalı çabalarıyla kurtarılabilecekleri bir durumdalar. Mimarlar, ressamlar ve heykeltıraşlar yeni olanı tanımalı ve bir yapının bileşik karakterini hem bir bütün olarak hem de ayrı bölümlerinde kavramayı öğrenmelidir.
Bauhaus öğrencileri pratik kullanım için çizimler yaptılar, ürün tasarladılar ve ürettiler. Bunun için çanak çömlek, tekstil, vitray, metal işleme ve sahne tasarımı atölyeleri gibi özel atölyelerde çalıştılar. Ayrıca öğrencilere duvar resmi, baskı ve daha sonra fotoğraf tekniği ile oynamaları öğretildi. Avrupa’da avangard sanat akımı fikirlerine dayalı öğretim yöntemleri uygulayan başka bir okul yoktu.
İşlevsellik terimi ilk kez Bauhaus’ta ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni, mobilya, mutfak eşyaları, binalar, goblenler ve halıların en devrimci ustalar ve sanatçılar tarafından üretilmesiydi. Weimar’daki okul bahçelerinin arazisine inşa edilen Haus am Horn binası, saf işlevselliğin bir sembolü haline geldi. Haus am Horn, Bauhaus tarafından 1923 yılında ilk kez düzenlenen ve okul başarılarına adanan ilk sergi oldu. Bu sergideki ürünlerde ahşabın yerini demir aldı, klasik çizgiler yerine geometrik şekiller ve klasik renkler yerine doygun, saf renkler kullanıldı.
Bauhaus’un mağazalarında üretilen bazı mobilyalar, öğretmenlerin sanatsal, kompozisyon ve renk fikirlerinin uygulanmasıydı. Meşhur beşik, Klee tasarımı halı ve Wassily Sandalye, üzerinde oturmak veya uzanmak için değil müzelerde sergilenmek için bir başyapıttı.
Bauhaus, 14 yıl boyunca üç kez yer değiştirmişti. Weimar, Almanya’nın en sanatsal şehri olduğu için en rahat ve uygun yerdi fakat Berlin macerası, 1933’te Bauhaus’u kapatmak ve öğrencilerin ve öğretmenlerin enstrümanlarını ve “dejeneratif” sanat eserlerini pencerelerden atmak için gelen nasyonal sosyalistlerin korkutucu ziyareti nedeniyle uzun sürmemiştir.
Bauhaus tarafından ortaya atılan bir diğer fikir ise sanatın bütünlüğüdür. Keşfedilmiş olana bağlı kalmayıp keşfetmeye devam ettiler. Bauhaus’un çarpıcı projelerinden biri de Oskar Schlemmer’in dramatizasyonuydu. Bu eser, kağıt-hamuru, karton ya da metalden kostümler giydirilmiş, geometrik figürler gibi uzayda 18 dansçı figürü düzenlenen bir tiyatro oyunudur. Bu gösteri, dansçı figürlerinin sahnenin dekorasyonu ve mekanı ile kusursuz bir şekilde harmanlanması açısından bir ilktir ve avangart sanatını öncü mevkilerden biri haline getirmek için atılmış ilk adımdır.
Gösteriyi izlemek için:
Bauhaus’ta modern müzik konserleri düzenlendi; Kandinsky ve Klee, en zorlu müzisyenleri buldular ve onları müziklerini öğrencilere çalmaları için Bauhaus’a davet ettiler. Konser bittiğinde yemek odası ile sahne arasındaki bölme kaldırıldı ve Schlemmer’in tuhaf kostümlü balerinleri dans etmeye başladı. Çeşitli malzeme ve formlardan oluşan bir şölen vardı. Örneğin, okulda metal şenliği ilan edildi; öğrenciler malzemenin olanaklarından ve olanaksızlıklarından ilham alarak kendi yenilikçi ürünlerini ürettiler. Öğrencilerin kendi vizyonları ve bireysellikleri, Bauhaus’ta takdir edilen başlıca özelliklerdi fakat bu özellikleri, önce Weimar’da, sonra da 30’ların başında Dessau’yu kazanan nasyonal sosyalistler tarafından reddedilen özelliklerdi. Öğretmenlerin çoğu artık ülkelerinde kendi fikirlerini rahatça ortaya koymaları konusunda rahat değillerdi. Bauhaus fikirlerinin Amerika’ya kaçma zamanı gelmişti…
Kaynakça: 1
Çok faydalı oldu teşekkürler
Fatmagül Palaz’ı kutluyorum.
Bauhaus’u gerçek felsefesiyle özetlediği için.
Gazi Eğitim Enstitüsü 1926 yılında Büyük önder Atatürk’ün yaratmak istediği yeni ve çağdaş bir ülke ve çağdaş bir toplum ideali için kuruldu. Bu okul bünyesinde de 1932 yılında Gazi Eitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü Bauhaus ekolü doğrultusunda sanat ve iş eğitimi vermeye başladı.
Bu konu üzerinde yeterince durulmaz. Ancak Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi çok başarılı bir sempozyumla konuyu kitaplaştırdı.