Bir Melih Cevdet Anday Şiiri: Teknenin Ölümü

Parçalanıyordum kimse bilmeden,

Ateştim cevizin içinde,

Ve bir gece içinde bilmeden öldüm.

Türk edebiyatının ve Türk şiirinin incilerinden kabul edilen Melih Cevdet Anday, 1915’te Çanakkale’de dünyaya gelmiştir. Çocukluğunu Kadıköy’de geçiren Melih Cevdet, babasının işi nedeniyle Ankara’ya taşınmasının ardından lisede Orhan Veli ve Oktay Rifat ile tanışmıştır. 1936 yılında Varlık’ta yayınlanan “Ukde” isimli şiiriyle edebi hayatına başlamıştır. 1937’den itibaren Garip tarzında şiirler kaleme alan Melih Cevdet, 1941 yılında Oktay Rifat ve Orhan Veli’nin şiirlerinin de yer aldığı Garip kitabında ilk şiirlerini yayımlamıştır. 1948’de kaleme aldığı “Tohum” isimli şiiriyle Garip tarzından ayrılıp sosyalist şiirler yazmıştır. “Kolları Bağlı Odysseus” adlı kitabıyla başta mitoloji olmak üzere metinlerarasılığın yoğun bir biçimde kullanıldığı bir şiire yönelmiş ve bu tarzı son şiirlerine kadar sürdürmüştür. 1981’de yayımlanan “Ölümsüzlük Ardında Gılgamış” adlı eserinde yer alan “Öğle Uykusundan Uyanırken” ve 1989’da yayımlanan “Güneşte” kitabındaki şiirlerle, felsefenin eşlik ettiği bir “ara şiir dili” geliştirmiştir. Şiirdeki başarısının yanı sıra romanları, oyunları ve denemeleriyle de adını duyurabilmiş bir yazardır Melih Cevdet.

Şiirleri, romanları, oyunları ve denemelerinde toplumsal sorunların yanı sıra ağırlıklı olarak doğa-kültür çatışmasını ve bu çatışmanın yarattığı açmazları işlemiştir.

“Ne çok kuş takılmıştı ardımıza,

Ne çok harman gördüm köpükten beyaz…”

1976 Yeditepe Şiir Armağanı’na layık görülen Teknenin Ölümü kitabı içindeki aynı adlı şiiri, bir metafor şiiridir. Şiirin ana kahramanı olan bir tekne, kıyıya vurmuş, çürümüş bir halde ölümünün gerçekleşmesini anlatır. Teknenin Ölümü şiirinde anlatıcıyı Melih Cevdet var sayarak şiiri anlamlandırmaya çalışırsak, şiirin öz anlamına zarar vermiş oluruz. Şiiri ortaya koyan Melih Cevdet Anday olsa bile konuşan bir teknedir ve ölümünü kendi ağzından aktarır. Kişileştirme tekniği kullanılarak şiirde “konuşan” kişiyi, şiiri “yazan” kişiden ayrı tutmak gerektiğinin altını çizmeliyiz.

“Zaman”, “yalnızlık” ve “ölüm” unsurlarının göze çarptığı Teknenin Ölümü şiirinin bütünlüğüyle metafor olduğunu söylemek mümkündür. Bu unsurlar şiirde motif olarak yer alır ve yüzeydeki varlıklarıyla metni süslerler. Motif, içerik gibi metnin var oluş nedenini vermez. Eşya ve insan arasındaki ilişki birçok farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Teknenin Ölümü şiiri bunun güzel örneklerinden biridir.

“Ah yalnızlığın gömük kapıları,

Aysız ayışığı gibiydim,

Geceleyin gece, gündüzleyin gün

Gibi suyun altına vuran yalaz.

Ah yalnızlığın gömük kapıları

Bir yağmuru dinlercesine bütün

Anıları içiçe bilirim.”

Melih Cevdet Anday, kullandığı imgelerle, bir nesne olan teknenin, denizciler için bir eşyanın ne olduğunu, bizzat teknenin gözünden aktarır. Sisifos’un kayasını anımsatan tekne, bir meşguliyet, bir oyalanma ve amaç varlığını ifade eder. Bir nesneye, imgeye ve dolayısıyla şiire başka bir gözle bakmak böylece mümkün görünmektedir.

“Deniz durdu, mumyası yıldızların

Erir gün görmüş kayalıkta,

Ve yürüdü sabah, denizin ineği.

Ölünce ne yapsak sabah oluruz…

Ah kara yakındı ve darmadağın

Kuşları durmuş zaman kadar eski,

Taşları hüzün olan kara.”

Teknenin Ölümü’nde ”şimdi”yi bütün zamanlardan kurtarıp ”mutlak” olarak yaşamak isteyen fakat bunu başaramayan bir özneden, tekneden, söz etmek yerinde olacaktır. Melih Cevdet şiirinde öznel bir zaman tasarımıyla ”sürekli zaman” anlayışı Teknenin Ölümü şiirinde yer alan bir kavrayıştır.

“Bütün ölüler unutulur,

Yaşayanlar kalır tek başlarına. “

Ölüm, zaman ve yalnızlık gibi evrensel temaların sorgulandığı ve bu kavramlarla örülen Melih Cevdet’in, Teknenin Ölümü şiiri, uzun ve parçalı bir şiirdir. Bu tarz şiirlerde genellikle son kısımlar şiirin bir sonucu niteliğindedir diyebiliriz. Okuyucusuna bir teknenin nasıl ölebildiğini de sorgulatan bu şiir, duygular ve düşüncelerin bir uyum içinde kendine yer bulduğu bir şiirdir.

“Çalıştılar bir hafta, Ağustosun

Altısında bütün iş bitti.

Kesik baş çapa, iplerim, küreklerim

Kumsalda şaşkın bir yığındır şimdi.

Tüter el ayak, tüter ıslak odun,

Denizin uzaklardan getirdiği

Yabancı, anlamsız bir şeyim.”

Kaynakça:

  • Anday, Melih Cevdet. Teknenin ölümü. Vol. 20. Sander Yayınları, 1975.
  • Durmuş, Mitat. “YAŞAMSAL VE METİNLER ARASI BAĞLAMDA MELİH CEVDET ANDAY ŞİİRİNİN KAYNAKLARI.” Electronic Turkish Studies 4 (2009).
  • https://1000kitap.com/kitap/teknenin-olumu–125495/alintilar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir