Bölüm I: Arka Plan
Marina Abramovic bodyart yani vücut sanatı akımının öncülerinden biridir. Sanat dünyasına ciddi anlamda katkılar yapmış olan Sırp asıllı sanatçı vücudunu kullanarak benzersiz performanslara imza atmıştır. Çeşitli manevi ve kültürel alanları araştırmış, çoğu zaman Avustralya’nın yerli kabileleri veya Çinli Budistler gibi insanlarla zaman geçirmiştir. Bu konularda yaptığı araştırmalar Marina’ya hareket etmeden saatlerce oturma, uzun süre boyunca tekrarlayan eylemlerde bulunurken keskin bir odak oluşturma veya kendi kendine neden olan yoğun acıya dayanma gibi insanüstü bir duyarlılık kazandırdı.
2013 yılında, bir yandan onunla oturmaya gelen her insanla yakın bir şekilde bağlantı kurarken bir yandan da günlerce fiziksel olarak orada oturabilmek için yönteminin bir kariyer değerindeki doruk noktasını kullandı. Performansın sonunda fiziksel olarak yorgun ve zihinsel olarak tükenmiş olmasına rağmen, izleyiciler süreç boyunca onun çektiği acıya dair herhangi bir ipucu görememişlerdir.
Marina; nefes, hareket, durgunluk ve konsantrasyona odaklanan egzersizleri içeren hem zaman hem de mekânda mevcut olmanın keşfi olan Abramović Metodu’nu kullandı. O zamandan beri, daha yüksek bir varoluş düzlemine ulaşmak isteyen sanatçı olan veya olmayan bir sürü insanlar ile atölye çalışmaları yapmıştır.
Bölüm 2: Sergi
Sırp sanatçı, 1979 yılında sergilediği gösteride öyle bir şok yarattı ki adı sanat tarihine kapkara harflerle yazıldı, bu performansın adı Rhythm 0′dı. Bu gösteride sanatçının yapacak olduğu şey sadece hareketsiz durmasıydı. Sanatçının işi kolay gözükse de serginin asıl kısmı bu değildi. Sanatçının önündeki masada kek, gül, silah, bıçak, oje, zincir gibi birbirinden farklı nesneler bulunuyordu ve gelen seyirciler bu nesneleri dilediğince kullanabilecekti. İşler bir süre sonra çirkinleşmeye başladı tabii, sanatçının savunmasız olduğu anlayan kalabalık, masada bulunan makasla sanatçının kıyafetleri kesip taciz etti ve yine aynı makasla sanatçının vücüdunda yaralar açıp şiddet gösteren bile vardı.
Gösterinin süresi yaklaşık 6 saat sürdü ve bu süre sonunda Marina tekrar hareket etmeye başladı. Çirkinleşen insanlar artık savunmasız Marina’yı hareket halinde görüyordu. Kalabalık bir anda sanatçıdan utanarak salonu boşalttılar. Bu sergi insanların kendilerine karşılık vermeyen canlılara karşı nasıl zalim olacabileceklerini ortaya koyan sosyal bir deney haline gelmişti.
Bölüm 3: Yöntemin Mantığı
Abramović adımlarını şu şekilde tanımlamıştır: “Her atölye için on iki ila yirmi beş öğrenciyi açık havada, ne çok soğuk ne de çok sıcak olan, asla rahatsız olmayan bir yere götürürdüm ve üç ila beş gün oruç tutarken, sadece su ve bitki çayları içip konuşmadan çeşitli egzersizler yapardık.”
Bazı örnekler:
Bağlı Gözler: Gözlerini bağla, evden ayrıl ve ormana git. Sonra eve dönüş yolunu bulmaya çalış. Kör bir insan gibi, bir sanatçının da tüm vücuduyla görmeyi öğrenmesi gerekir.
Kırda Uzun Yürüyüş: Belirli bir noktadan yürümeye başlayın, dört saat manzara boyunca düz bir çizgide ilerleyin. Dinlenin, ardından aynı rotadan geri dönün.
Tersine Yürümek: Elinizde bir ayna tutarak dört saat geriye doğru yürüyün. Gerçeği bir yansıma olarak gözlemleyin.
Enerjiyi Hisset: Gözleriniz kapalıyken ellerinizi önünüzdeki başka bir katılımcıya doğru uzatın. Ona asla dokunmadan, ellerinizi vücudunun farklı bölgelerinde bir saat boyunca hareket ettirerek enerjisini hissedin.
Yavaş Hareket Egzersizi: Bütün gün her şeyi çok yavaş yapın; yürümek, su içmek, duş almak. Ağır çekimde işemek çok zordur, ama deneyin.
Bölüm 4: Eylemde Abramović Yöntemi
Abramović, Atina’dan Sidney’e bir çok şehirde Marina Abramović: In Residence adlı atölyeler düzenledi ve burada genç sanatçılara iki haftalık yoğun bir programda mentorluk yaptı ve bu programlar sanatçıların Abramović Metodu‘nda öğrendiklerini kullandıkları bir grup gösterisiyle sona erdi.
Marina, imza yöntemini yaratarak ve bunu halkla paylaşarak, performans sanatçısı olarak yaptığı işi harika bir öğretmenlikle devam ettirdi. Kariyerini vücudunu bir araç olarak kullanarak geçirdi ve şimdi diğerlerinden, kendi yaşamlarında tam olarak var olmak ve hem bireysel düzeyde hem de genel olarak bir insanlığın parçası olarak sonuçlanan güçlenmeyi benimsemek için kendi vücutlarını kullanmayı düşünmelerini istiyor.
Abramović, MAI Enstitüsü aracılığıyla, sanatçılar ve kültürel kuruluşlarla ve bilgisinden kişisel olarak yararlanmak isteyen gruplar ve bireylerle işbirlikleri yoluyla bu ilkeleri yaymaya devam ediyor.