Herkes Paris’i resimler aracılığıyla gezmekten zevk aldığından, neden Londra’ya bir göz atmıyoruz? Tıpkı Paris gibi, Londra da hem sanatçılar hem turistler için popüler bir varış yeridir ve görülmesi gereken ikonik yerler ile doludur. Sanatçıların gözünden Londra’nın on simgesinin tadını çıkartalım. Bakalım kaç tanesini tanıyabileceksiniz?
Big Ben
Muhtemelen Big Ben, Londra’nın en tanınmış ikonudur. Bu sisli resmin arkasından bile, yanılmak imkânsız. Big Ben, Parlamentonun resmi saat kulesidir ve aslında Elizabeth Kulesi olarak adlandırılmaktadır. Parlamento Evleri hakkında birazdan konuşacağız. Sanatçı George Hyde Pownall, bu gibi Londra’nın simgesel yapılarının muhteşem ve atmosferik manzaralarını resmetmesiyle biliniyordu.
British Müzesi
Sanatı seviyorsanız (ki bunu okuyorsanız sevdiğinizi varsayıyorum), British Müzesi’ni kaçıramazsınız. Burada, Rosetta Stone ve Parthenon Mermerleri gibi dünya tarihinin hazinelerini görebilirsiniz. Bu resimde, Danimarkalı sanatçı Vilhelm Hammershoi müzenin 1823-52 Neoklasik binasını bizlere sanki caddeye yaklaşıyormuş gibi gösteriyor. Hammershoi, sessiz renkleri ve sade bileşimleri severdi ve Hammershoi, ünlü İngiliz binasını ifade etmede büyük etkisi sessiz renkleri ve sade bileşimleri kullandı.
Buckingham Sarayı
Son Kraliyet Düğünü sayesinde, Buckingham Sarayı kesinlikle Londra’nın en popüler yerleri arasındadır. Saray, Kraliçe Victoria’nın resmi evi yaptığı 1837’den beri kraliyet festivallerinin mekânı olmuştur. Yapının bazı bölümleri, Kraliçe Victoria’nın zamanından önce ağır bir şekilde yeniden biçimlendirilmiş olsalar bile, bir asırdan daha da yaşlıdır. Bu resim, anonim bir İngiliz sanatlı tarafından, kraliyet ikametgâhının ilk yıllarından önemli bir anı göstermektedir –Victoria’nın en büyük oğlu olan Kral Edward VIII’in vaftiz edilmesi.
Parlemento Evleri
Parlamento Evleri (aynı zamanda Westminster Sarayı olarak da bilinir) Britanya hükümeti için bariz bir şekilde önemlidir, fakat aynı zamanda mimari tarih için de önemlidirler. Bir yangının yerleşim yeri içinde yer alan tüm kompleksi yok etmesi üzerine, Gotik Uyanış yanlısı Sir Charles Barry, bu güzel yapıyı daha da iyi bilinen Gotik Uyanış yanlısı A.W.N. Pugin’in yardımıyla tasarladı. Bina, tam da bu resmin yapıldığı sırada tamamlandı. Sanatçı David Roberts, Parlamento Evleri ve Thames Nehri boyunca diğer yapıların çeşitli manzaralarını çizdi. Roberst, Sanayinin Londra’yı mahvetmeden önce gelecek kuşaklar için kaydettiğini söyledi.
Hyde Parkı
Her moda kentinin en az bir moda parkına ihtiyacı vardır ve Londra’daki Hyde Park kesinlikle bu faturaya uymaktadır. Bu resimde, iyi giyimli Londralılar Hyde Park’ta ağaçlarla çevrili bir cadde olan Rotten Row’a sık sık giderler. Böyle kadar güzel görünümlü bir yer için garip bir isim.
Pall Mall
Şehrin Saint James bölümünde bulunan Pall Mall’ın Londra Caddesi, uzun süredir sanat, entelekt ve eğlence ile ilişkilendirilmiştir. İngiliz sanatçı, özellikle gece aydınlatması ve atmosferik etkileri çizen yetenekli bir manzara ressamıydı. Bu resim, rüya gibi, romantik ve unutulmaz tarzının harika bir örneğidir.
Piccadilly Circus
Piccadilly Circus, alışveriş, kulüp ve eğlence için Londra’nın başlıca bölgelerinden biridir. Londra’nın en önemli tiyatrolarına ev sahipliği yapan West End’dedir. Bu resim, geleneksel klasisizm Arthur Hacker için sıra dışı olan yarı soyut, modernist bir his var. Ancak, bölgenin parlak ışıklarını ve hareketlerini güzelce yakalamayı başarıyor. Sis sayesinde, tiyatrodan çıkmış insanların alana dökülen kalabalıklarını ve taksilerin hatlarını fark etmek hala kolaydır.
Aziz Paul Katedrali
Çoğu insan ressam Canaletto’yu düşündüğünde, akıllarına ilk gelen İngiltere’den ziyade İtalya’dır. Bunun için iyi bir sebep var tabii ki. Canaletto bir onsekizinci yüzyıl Venedikli ressamıydı. Bugün İtalyan manzaraları ve mimarisinin kusursuz temsili tasvirlerinden dolayı hala tanınmaktadır. Ancak bazı durumlarda, aynı stilini Londra manzaralarında da uyguladı. Aziz Paul Katedrali, Londra’nın neredeyse en ünlü kilisesidir. Sir Christopher Wren tarafından tasarlandı ve 1675 ve 1708 yılları arasında inşa edildi.
Londra Kulesi
Londra Kulesi, bazı müthiş olayların yeri olarak biliniyor. Sanatçının yağlı boya tabloları çok daha nadir, ama bu hala onun tercih edilen mavi renk paletini gösteriyor. Goodwin’in Turner’dan etkilendiği söyleniyor ve bu da görüleceği üzere burada çok belirgindir.
Trafalgar Meydanı
Trafalgar Meydanı, Londra’da önemli bir milli meydanıdır. İngiltere tarihinin en meşhur denizcisi Amiral Horatio Nelson, Cebelitarık boğazında Fransız ve İspanyol donanması ile büyük bir deniz savaşı yapmıştır. İşte bu deniz savaşının yapıldığı yerin yakınlarındaki bir burnun adı Trafalgar’dır İngiliz donanmasının savaşta kazandığı büyük zaferin anısına bu meydana Trafalgar Meydanı adı verilmiştir. Resmin ortasında gördüğünüz büyük sütun, Nelson heykelini desteklemektedir. Ancak orada olan tek vatansever şey o değil. Resim, 11 Kasım 1918 gecesi, Birinci Dünya Savaşı’nın resmi sonu olan Ateşkes’i kutlamak için düzenlenen kutlamaları tasvir ediyor. Birkaç havai fişeğin resmin üst kısmındaki karanlık gökyüzünü aydınlatması harika değil mi? Ekstra olarak, Londra’nın sembolleri kabul edilen diğer yerler de siluet olarak gözüküyorlar. Kaç tanesini tanıyabildiniz?