Gelecek vadeden, farklı dallarda her tür müzisyen için en önemli şeylerden biri ilhamdır. Bazen bizi enstrüman çalma konusunda daha iyi hale getirecek müzikler bulmak da harika olabiliyor. Bunu başarmanın en iyi yollarından biri de filmler. Biraz müzikal ilham arayanlar ya da belki birkaç eğlenceli şarkı üstünde çalışmak isteyenler adına, bunlar gelecek vadeden piyanistler için derlediğimiz en iyi filmlerden beş tanesi.
Çeviren: Beyza Yoğurtcu
Piyanist – 2002
Listede yer verilmesi kolay gibi görünen fakat sadece ismi dolayısıyla burada yer vermediğimiz bir film. Benzer bir konu üzerinde okumaya değer bir başka makale, piyanonun sadece bir sahnede başrol haline gelmediğini ve aslında filmin konusunda esas role sahip olduğunu söyleyerek bunu harika bir şekilde dile getiriyor. Hayranları hatırlayacaktır ki film genel olarak Yahudi bir piyanistin Nazi soykırımı sırasında saklanması ve böyle güzel piyano çalabilmesinin, ona kaçmak için bir şans vermesi etrafında dönüyor. Fakat bu basit konunun ötesindeki daha kapsamlı tema, piyanoyu daha huzurlu zamanlar ve daha medeni bir toplumla ilişkilendirmek için kullanıyor. Bu durumda doğal olarak daha kasvetli olsa da bu konsept, piyano ilgililerine enstrümanın saflığının ve evrensel etkisinin güzel bir hatırlatması. Piyano en kötü zamanlarda bile bir arkadaş ve teselli olabiliyor.
Ray – 2004
Ray filmi en neşelilerinden biri olmasa da piyanoyla gerçek tutkuları olanlar için inanılmaz bir film. Eğer bir müzik tarihi öğrencisi olacaksanız -ki bu enstrüman çalanlar için gayet iyi bir fikir- Ray Charles, dinlemeniz gerekenler arasında ve Jamie Foxx’un bu filmdeki karakter tasviri muhteşem.
La La Land (Aşıklar Şehri) – 2016
Şu an, Damien Chazelle kadar etkin bir şekilde çalışmalarına devam eden bir yönetmen daha yok gibi görünüyor. 36 yaşındaki bu dâhi yönetmen, çalışmaları için birden çok Oscar adaylığı kazandı. En önemlisi filmin yarısını ilgilendiren ve Ryan Gosling’in umut vadeden bir caz piyanisti canlandırdığı La La Land filmi, 2017 Oscar Ödülleri’nde birkaç büyük ödül için aday gösterildi. Oyuncu, söylenene göre, sıkıca çalışmış ve piyano çalmayı neredeyse profesyonel seviyeye gelecek kadar öğrenmiş ki bu da filmdeki inanılmaz piyano sahnelerine sahici bir hava getirmiş. La La Land; sıkı çalışmanın karşılığının alındığını bize gösteren, harika bir film.
Once (Bir Zamanlar) – 2007
Once, tam olarak bir piyano hikâyesinden ziyade daha çok şarkıcılık/söz yazarlığı üzerine bir hikâye fakat yine de gelecek vadeden bir müzisyen için en önemli filmlerden biri olarak sayılabilir. Modern yapımcıların komik bulacağı bir bütçeyle çekilen bu basit ama etkileyici olan film, bir adamın şarkı derlemelerini bir araya toplamasını ve bu süreçte aşkı ve tutkuyu bulmasını anlatıyor. Filmin bir piyano bölümü de sahnelenen ‘’Falling Slowly’’ isimli şarkısı, ‘’En İyi Orijinal Şarkı’’ dalında Oscar kazanmayı başardı ve başrol ikilisi Glen Hansard ve Marketa Irglova’nın etrafta müzikal bir onay almasına yardımcı oldu. Genel olarak bu film, müziğe ait her tür ilgi alanında azim ve tutku değerlerinin güzel bir hatırlatması.
Whiplash – 2014
Yönetmen koltuğunda yine Damien Chazelle’i gördüğümüz Whiplash filmi, bu listeyle alakası olmayan, uç noktada bir seçenek olarak görülebilir. Öncelikle, piyanist yerine bir caz bateristini anlatıyor. Bir diğeri ise, caz kültürüne zarar verdiği önerildiğinden, bunun filme karşı bir ters tepki oluşturduğu söyleniyor. Öyle görünüyor ki, The New Yorker magazin yazarlarından biri; filmin, caz fikrini ‘anlamsız ve gülünç bir karikatüre’ dönüştürdüğünü söyleyecek kadar ileri gidebiliyor. Fakat bununla birlikte, içinde bu kadar caz bulunan modern başka bir ana akım filmi yok ve müzikle ilgili bir zanaati mükemmelleştirmenin zorluklarını gösteren farklı bir film de bulunmayabilir. Müzik ve özellikle caz sevenler için mükemmel, aşırıya kaçan fakat harika bir film. Alternatif olarak, daha çok piyano çalma konusunu araştıran 1996 yapımı Shine filmi, bazı yönleriyle Whiplash ile belli belirsiz benzerlikler içeriyor ve kesinlikle daha uysal bir film olduğunu söyleyebiliriz.
