10 Mayıs 1933’te Nazi Devleti Eğitim ve Propaganda Başkanı Joseph Goebbels tarafından autodafé’yi (Nazilerin kitap yakma olayını) uygulamak için seçilen Bebelplatz Meydanı, Berlin şehrinde eğitimin bir sembolüdür. Alman tarihinin bu üzücü zaman dilimi, içeriği Nazi ideolojisine karşı olan kitapların yakılmasıyla oluşmuştur. Yıllar sonra 1995’te, modern heykeltıraş Micha Ullman aynı bölgeye, tümüyle kaybolan bir kültürü hatırlatan anlamlı bir eseri, Boş Kütüphane’yi yerleştirmiştir.
Çeviren: Simge Şahin
Alevler İçinde 20.000 Kitap
1933’ten beri gücü elinde tutan Adolf Hitler, fikirleri hoşuna gitmediği için sanatçıları ve bilim insanlarını sürgüne zorladı. Onlardan biri de 1933’te Bauhaus’un kapatılmasıyla Amerika Birleşik Devletleri’ne sürgün edilen Alman ressam Josef Albers’ti. 10 Mayıs akşamı 20.000 kitap yakıldı. Doğrusunu söylemek gerekirse devlet üyeleri ve birçok öğrenci, kitapçılardan ve kütüphanelerden aldıkları “Alman olmayan” kitapları kasıtlı olarak ateşe attı. Aralarında Karl Marx, Sigmund Freud ve Stefan Zweig tarafından yazılmış kitaplar da vardı (sadece ilgili en ünlü yazarları belirtmek için bu isimler kullanılmıştır). Sayfalar karanlık gecede yanıp kül oldu, artık mürekkeple değil küllerle karalandı.
Yanan Bir Anıt
Bugün Bebelplatz Meydanı’nı ziyaret ederseniz zeminde bir metrekareden daha küçük bir cam levha bulacaksınız, işte bu Versunkene Bibliothek, yani Boş Kütüphane’dir. İsrailli heykeltıraş Micha Ullman tarafından yapılan bu eser, 1933 autodafé’sinin ve Hitler devletinin oluşturduğu denetimin kalıcı bir hatırası olarak bulunmaktadır. Kötü ve buz kaplı bir dünyayı ortaya çıkaran transparan cam levha, bir dizi rafa göz atmamızı sağlamaktadır. Bu rafların 20.000 kayıp eseri barındırması amaçlanmaktaydı ve bu yüzden içindekiler boşaltıldı. Kütüphane ayrıca özellikle gece görülebilir çünkü bu vakitte tam anlamını yakalamaktadır.
Micha Ulman: Bir Anma Sanatçısı
Micha Ulman 1939’da İsrail Tel Aviv’de doğdu. Sanatını her zaman geçmişe bakarak ve sorgulayarak yaratmayı seçmiştir. Tarihin izlerinin hatırlanması, eserinde büyük bir yer kaplar. Aslında, sanatı hatıralarla beslenir ve hatıranın kendisi hâline gelir. Kitapsız Berlin Kütüphanesi, Nazi devletinin şiddet ve bilgisizliğine tanıklık eden ruhsuz bir beden gibidir.
1995’te Berlin Meydanı’na yerleştirilen anıt ayrıca romantik şair Heinrich Heine’den levhanın üzerine işlenmiş bir alıntı bulundurur:
“Kitapları yaktığın yerde, nihayetinde insanlığı da yakarsın.” (Dort, wo man Bücher verbrennt, verbrennt man am Ende auch Menschen.)
O uğursuz gece boyunca, bir dizi eserin yok edilmesi nedeniyle bir kültür gerçekten ortadan kaybolmuştur.
Modern Sanatçı Micha Ullman